Sünnilik Anketinin İlk Sonuçları
1- Hangisini daha tehlikeli buluyorsunuz? Sorusuna %60 oranında “Ateizm” cevabı verilmiş, Diğer dinler %20 oranında cevap almış, solculuk ve Şiilik ise ayrı ayrı %10’ar oranında tehlikeli bulunmuş.
Sünni Müslümanların emperyalizmin dünyadaki tüm çabalarına rağmen Şiiliği tehlikeli! bulmayışı ülkemizdeki vahdet çalışmalarının başarılı olduğu ve uluslar arası propagandaların bu noktada etkili olmadığı anlamına geliyor. Yine bu noktada son dönem Türkiye ile Irak, İran ilişkilerinin olumlu seyretmesinin de etkisi var gözüküyor.
2- Ankete katılan Sünni müslümanların %35’i kendisini merkezde görürken, sağda görenlerin oranı %25’de kalıyor. Siyasi yelpazenin dışında görenlerin oranı ise %35’te kalıyor. Kendisini solda görenler ise %5’te kalmış durumda.
1979 sonrası yeşil kuşak etkisi burada kendisini gösteriyor. Müslümanların toplamda %60’ı kendisini sistem içinde sağcı ve merkezde kabul ediyor.
Sol partilerin bu bakıştan oy almasının çok zor olduğu da ankete yansımış zira Müslümanların sadece %5’i kendisini solda görüyor. Siyasal yelpazenin dışını radikal bakış olarak kabul edersek %35’lik oran hiçte küçümsenecek bir oran değil.
Parlementer siyaset anlamında sağ-merkezin oy oranının kendisini Sünni kabul edenler için en çok %60 olduğunu da söyleyebiliriz. Tabi bu sonuç alevi katılımının yok kabul edilmesiyle birlikte değerlendirilmelidir. Bu oranın geçilmesi kendisini solda kabul eden yada radikal kabul eden kişilere cazibe üretmekle mümkün gözüküyor.
3- Tarihteki hangi saltanata sempati duyuyorsunuz? Soru cevabı sağcı-merkez Müslüman oranıyla örtüşüyor. %60 Osmanlı ve Selçukluya sempati duyuyor. Yine hiçbiri cevabını radikal İslami anlayışa uygun kabul edersek oy oranı %35’e yaklaşıyor.
4- 4 halife sıralamasının seçimle oluştuğuna %50 inanıyor. %25 ise bunun ilahi bir sıralama olduğunu düşünüyor. %25’lik bir grup ise bu sıralamayı seçim ve ilahiyat bazında ciddiye almıyor.
5- Osmanlının neden parçalandığı konusunda ise kafalar karışık, yöneticilerin gafleti, islamdan kopuş, milliyetçilik ve ekonomik koşullar başa baş sayıda denilebilecek oranda kalıyor.
Diğer devletlerin güçlenmesinin sebep olma ihtimaline rağbet edilmemiş. Sünni Müslüman Osmanlının kendi iç sorunları yüzünden parçalandığını düşünüyor. Dış güçlerin etkisinin ciddiye alınmadığını görüyoruz.
6- Sünni Müslümanların %45’i Atatürk’ün Sünni islama katkısını kabul etmiyor. %55 ise katkıyı kabul etmekle birlikte en büyük katkı %30 ile diyanetin kurulması, %15 ile okuma yazma oranının yükselmesi ve %10 ile Sünniliğin resmi anlayış ilan etmesi olarak kabul ediliyor. %45’lik oran şaşırtıcı, zira yeni Cumhuriyetin Diyanet ve benzer girişimlerle Sünni anlayışı resmi devlet politikası yapmasında Atatürk’ün çok büyük katkısı var.
Belki bunda Atatürk sonrası dönemlerdeki İnönü ve tek parti döneminin dine bakışı etkili olmuş olabilir. Bu noktanın özel incelenmesi gerekiyor.
Alevilik yada Aleviler adına küçük bir adım dahi atmayan Atatürk’ü Alevilerin ezici bir çoğunluğu sevip sahiplenirken, Sünniliğin gelişmesine bu denli yardımcı olmuş ve durumu resmileştirmiş olan Atatürk’ün Sünniliğe olan katkısının sünnilerin %45’i tarafından görmezden gelinmesi tuhaf bir paradoks oluşturuyor.
Bir tarafta karşılıksız aşk diğer tarafta nankörlük at başı gidiyor.
7- Sünni fıkıh uygulamasının atalarından gelen miras olduğunu %35’lik bir oran kabul ediyorken aynı oranda insanda bunun kendi bilinçli tercihi olduğunu beyan ediyor. %20’ye yakın bir oran Sünni fıkhı uygulamadığını beyan ediyor.
8- Caferi mezhebinin diğer mezhepler gibi hak olduğuna %30’luk bir kesim inanıyor. Batıl diyenlerin oranı %20’de kalırken, konuyu %30 incelemek istiyor. Konuyu önemsemeyenlerin oranı Sünni fıkhı uygulamayanların oranıyla aynı %20’de kalıyor.
9- Ehli Beytin birkaçının ismini bilenlerin oranı %35, sırasıyla sayamayanların oranı %30, bilmeyenlerin oranı %20’de kalıyor.
Sünni fıkhını uygulamayan, dinle pek arası iyi olmayan %20’lik oran burada da Ehli Beytin isimlerini bilmeyenlerin oranı olarak karşımıza çıkıyor.
10- Hz. Ali’nin 4. Halife olduğuna %70 inanıyor. Birinci imam olduğuna %20 inanıyor. Sünni toplumun ezici bir çoğunluğunda Hz. Ali’nin dinsel şahsiyetinin pozitif anlamda kabul gördüğünü anketten de tespit edebiliyoruz.
11- Peygamberimizin bıraktığı iki emanetin ne olduğuna %65 klasik Sünni bilgisi olan Kuran ve Sünnet cevabı veriyor. %20 ise bu emanetlerin Kuran ve Ehli Beyt olduğunu düşünüyor. Sadece Kuran yeter diyenlerin oranı %5’te kalıyor.
12-S ıffin savaşında Hz. Ali’nin yanında olurum diyenlerin oranı %70 iken Cemel savaşında bu oran %35’e düşüyor. Muaviye tarafında olurum diyenler %3’te kalırken Ayşe tarafında olurum diyenler %15’i buluyor. Tarafsız kalırdım diyenlerin oranı ise %15’e yakın. Cemel savaşında aktif barış için çaba harcardım diyenlerin oranı %40’ı buluyor.
Hz. Ali’nin muaviyeyle yaptığı savaş konusunda daha net olan Sünni Müslümanlar Hz. Ali ile Peygamberimizin eşi Ayşe arasında yapılan Cemel savaşının çözümünde daha çok zorlanıyorlar.
13- Sakife toplantısına katılmaz Alinin yanında kalırdım diyenlerin oranı %40’ı bulurken, katılır Ebu Bekire biat ederdim diyenlerin oranı %25’i buluyor. Sorunu ciddiye almayanların oranı yine %20’de kalıyor.
14- Fatih Sultanın Peygamberin övgüsünü kazanmış olduğuna %60 inanıyor. Kutsal olmadığına %35 inanıyor, zalim olduğunu %5 düşünüyor.
15- Peygamberimizin halifelik tercihini ümmete bıraktığına %40 inanıyor. %80 bunu şaşırtıcı bulmuyor, kabul ediyor. Peygamberi dinlemediklerini %15 kabul ediyor.
16- Kerbelanın hak batıl savaşı olduğuna %50 inanıyor. %40 bu olayı taht savaşı kabul ederken sorunu ciddiye almayanların oranı %10’da kalıyor.
17-Sünni Müslümanların %60’ı Sünnilik dışında Caferiliğin (Şii-Alevi) gelişmesini tercih ederken, Bektaşilik %30 oranında oy alıyor. %7 Hıristiyanlık tercihini şaşırtıcı bulduğumuzu söyleyelim.
18- Belli Osmanlı padişahlarını takvalı bulanların oranı %75 iken %25 ise Osmanlı padişahlarının dinsel titizliğine inanmıyor.
19- Batılılaşma konusundaki en önemli olayın Vakayi Hayriye olduğuna %30 inanılırken İspanya Yahudilerine sahip çıkma ve Fatih’in tercihleri de aynı oranda kalıyor. Yavuzun Müslümanlarla yaptığı savaşın etkisi ise %10’larda kalıyor.
Sünni Müslüman dünyasında bilgi ve bilinç hareketlenmesiyle tıpkı Alevilerdeki gibi kabuk değiştirdiği, tabuların zorlandığı görülüyor.
Dine bakıştaki klasik saltanat etkileri zorlanıyor hatta birçok konuda aşılmış gözüküyor.
Geleneksel bakışla sorgulanamayacak konular dahi sorgulanıyor tartışılıyor hatta geleneksel tavırlar aleyhine tavırlar konulabiliyor.
%50’lik bir kitle bu konuda artık atalarını ve atalarının tercihlerini dinlemiyor kabul de etmiyor. Dini kendi aklıyla anlamaya yaşamaya çalışıyor. Hatta bu konuda bunalan ve çıkış bulamayanlar Kuran ve kendi aklının yeteceğine de inanıyor. Ama aynı oranda geleneksel tarikat bağlarıyla islamı yaşayan bir Sünni kitlede var.