Sivas Katliamı
Tabiat olayları bazı kanunlar çerçevesinde gelişir. Belli yasalar vardır ve herşey o yasalara göre oluşur. Örneğin yağmur yağmadan önce bazı belirtiler olur ve bunlardan yağmur yağacağını anlayabiliriz. Yada yer çekimi kanunu sebebiyle havadan ağır bir cisim havaya atılmasından sonra tekrar yere düşeceğini biliriz. İşte toplumsal hareketlerinde bunlara benzer yasaları vardır ve SİVAS KATLİAMIDA bu yasalar çerçevesinde meydana gelmiştir. Olaylar göz göre göre ve yetkililerin büyük gafletleri sonucunda meydana gelmiş ve önlemler almak için gerekli olan çok kritik saniyeler boşu boşuna harcanmıştır. Biz Sivas olaylarına iki farklı anlayış bakımından ele almayı yada ağırlık vermeyi düşündük.
1) SÜNNİ ANLAYIŞ BAKIMINDAN
Kendisini Sünni müslüman olarak kabul eden Sivas’lı halk bilmelidir ki yaptıkları katliamdan yada vahşetten başka bir şey değildir. İslamın hiçbir meşru kaynağında hiç tanımadığınız insanları bir oteli ateşe vererek yakmanızı gerektirecek hiçbir fıkıh hükmü yoktur. Bu tür eylemleri ancak şeytani düşüncelere sahip Amerika ve onun yolundaki dikdatörler yapabilir. Üstelik bu ve buna benzer eylemler Osmanlı’dan günümüze aralıklı olarak tekrarlanmaktadır. Bu eylemler Sünni müslüman kitlenin halen Osmanlı kafasını aşamadığının bir delilidir. Türkiye Cumhuriyet’inde Osmanlı saltanatı’nın iktidarda olduğunun belirtisidir.
Biz daha öncede belirtmiştik. Türkiye Cumhuriyeti’nde gizli Osmanlı saltanatı yaşamaktadır. Bunun birinci sebebi Sünni Osmanlı kültürü’nün İKTİDAR OLMA BİLİNCİ diğer sebebi ise Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bürokratların Osmanlı kadroları yada paşaları olmasıdır. 3. Selim ve 2. Mahmut’la başlayan çizgi Türkiye Cumhuriyeti’yle BATILILAŞMA lehine resmi olarak tescil edilmiştir. Sivas ve benzeri olaylar Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş durumunda Osmanlı’nın kafa yapısınınında belli konularda aynen geçtiği konusunda bize fikir vermektedir. En azından Alevi kitleye bakış açısından bunu söylemek mümkündür.
Yaşanan vahşetin savunulacak hiçbir mazereti bulunamaz. Tahrik, pravakosyon gibi laflar ucuz ve sahte savunmalardır. Otel, orada bulunan bu insanların gözleri önünde ateşe verildiği ve engel olunmadığı ve bu ortamı oluşturarak alet olunduğu için dahi yine olayın sorumluluğu bu insanların üzerinedir. Tarihte birçok benzer olay yaşanmışken halen aynı hataların tekrarlanması üzüntü vericidir. Kerbela’da Hz.Hüseyin(as) ve dostlarını öldüren yezid ordusuda bu işi yaparak cennete gideceklerini sanıyorlardı. Ama bu niyetleri onları zillete düşürmeketn başka bir işe yaramamıştır. Müslümanlar attıkları adımlara dikkat etmek zorundadır. Çünkü son pişmanlık geçen zamanı geri getirmediği gibi islamın lehinede olmayacaktır. Belki bu olayları yapan insanlar hukuk önünde hesap vermekten kurtulabilirler ancak huzur-u mahşerde O İNSANLARIN HANGİ SUÇLARDAN DOLAYI ÖLDÜRÜLDÜKLERİ SORULDUĞUNDA verecek cevapları olmayacaktır. Biz buradan Sünni müslümanlara tekrar sesleniyoruz. ATTIĞINIZ ADIMLARIN SİZLERİ NEREYE GÖTÜRDÜĞÜNE YADA SÜRÜKLEDİĞİNE ALLAH RIZASI İÇİN DİKKAT EDİN. ARTIK OSMANLI KAFASINI BIRAKIN, BUNU NASIL VE NE ZAMAN YAPACAKSINIZ. İYİ DÜŞÜNÜN, ŞUNU ÇOK İYİ BİLMELİSİNİZKİ SAĞLIKLI VE BİLİNÇLİ BİR KARDEŞLİK ORTAMI DOĞMASINI İSTİYORSANIZ, Alevi-Sünni KARDEŞLİĞİNİ SAVUNUUUUUYORSANIZ İSLAMİ ANLAYIŞINIZIN OSMANLI KAFASINI AŞMASI GEREKİR. OSMANLI’NIN MÜSLÜMAN KILIĞINA GİRMİŞ MİKROPLARINDAN KURTULMANIZ GEREKLİDİR. AKSİ TAVIRLARIN İSLAM DÜŞMANLARININ İŞİNE YARADIĞINI HİÇ UNUTMAYIN. DİLİYORUZ Kİ SİVAS’TA YAPTIĞINIZ VAHŞET SON GÜNAHINIZ OLSUN.
2) ALEVİ ANLAYIŞI BAKIMINDA
Aleviler artık gaflet uykusundan uyanmalı ve Alevi kimliklerine sahip çıkmalıdır. Oniki İmamları tanımaya çalışmalıdır. Alevilik, Allah’a Peygamber’e ve Oniki İmamlaraa inanmak demektir. İslamı Oniki İmamların öğrettiği gibi anlamak demektir. ALEVİLER HOŞGÖRÜLÜDÜR DİYE Alevilik adına yapılan her oluşuma ipini koparanın yön vermesi Oniki İmam ahlakıyla bağdaşmaz. Çünkü EHL-İ BEYT’İN DOSTUNA DOST, DÜŞMANINA DÜŞMAN OLMAK prensibi vardır.
Pir Sultan Abdal, Allah’a, Peygamber’e ve Oniki İmamlara inanan bir halk ozanımızdır. Söylediği Düvezi İmamlarla Osmanlı’yla hayatı boyunca çatışmış bir müslüman ozandır. Bu durumda ona sahip çıkmak isteyen kişilerin yada onun adına birşeyler yapmak isteyenlerin de onun kimliğine yakın olması gerekmektedir. Biz bu şenlikleri düzenleyenlerin ve davet edilenlerin çoğunu gıyabende olsa tanıyoruz. Bu insanların ve örgütlerin hemen hemen çoğunun Pir Sultan’la hiçbir ilgisi yoktur. PİR SULTAN’IN, halk tarafından sevildiğini bildikleri için kendi pis fikirlerine Pir Sultan’ı bulaştırmak istemektedirler.
AÇIKCA SÖYLEMEK GEREKİYOR, Allah’ı tanımayan, Peygamberi kabul etmeyen, Oniki İmamları sevmeyen insanların Pir Sultan adına şenlik düzenlemeye, konuşmaya, organize etmeye, tanıtmaya hakları yoktur. Pir Sultan’ı tanıtmak bu insanlara düşmez.
Özellikle bir insandan bahsetmek gerekiyor. Önceleri Sünni bir müslüman iken sonraları dinsizliği seçen Aziz Nesin isimli yazarın ve onun gibi birçok davetlinin bu şenliğe yön vermesi gafletden başka bir şey olamaz. Bu ve bunun gibi yazarlar yüzbinlerce sayfa kitap yazmışlar ancak bu kitaplarında cümle dahi olsa Oniki İmamlardan bahsetmemişlerdir. Bu insanların Alevilerin yanında değeri olamaz, yeride olamaz. Bunlara benzeyen insanlarında Alevilerin içerisine girip bizlere yön vermesi kabul edilemez. Hiç kimsenin fikir özgürlüğünü gündeme getirmesi ve Nesin’in düşüncelerinin fikir özgürlüğünün yansıması olduğunu söylemesinede razı olamayız. Fikir özgürlüğü denen şey başkalarının kutsal değerlerine iftira etme, hakaret etmehakkını veremez. Üstelik bu tür insanlar eğer bu tip fikirlerini savunacaklarsa, GİTSİNLER ALEVİLERİN DIŞINDAKİ YERLERDE BU PİS FİKİRLERİNİ SAVUNSUNLAR, ALEVİLER KENDİ İÇLERİNDE BU TİP PİSLİKLERİ BULUNDURAMAZ.
Allah’ı tanımayan, Peygamberi kabul etmeyen kişilerin, Alevilerin içerisinde yerleri olamaz. Bilinmelidirki Ehl-i Beyt’in yada Oniki İmamların değerleri yada meşrulukları Allah fikrinden, Peygamberlik fikrinden doğmaktadır. Eğer Allah’ın yada Peygamberin meşruluğunu yok sayarsanız, onları inkar ederseniz Oniki İmamlarıda inkar etmiş olursunuz. KISACA ALLAH FİKRİ OLMAZSA, PEYGAMBERLİK FİKRİ OLMAZSA, EHL-İ BEYT VE ONİKİ İMAM FİKRİ DE OLAMAZ. BUNLAR BİRBİRLERİNE BAĞLI FİKİRLERDİR. ZATEN “size iki ağır emanet bırakıyorum, BİRİSİ ALLAH’IN KİTABI KUR’AN, DİĞERİ DE EHL-İ BEYT’İMDİR.” DİYEN PEYGAMBER’İN TA KENDİSİDİR VE BİZ BİLİYORUZ Kİ BUNU SÖYLEMESİNİ DİLEYENDE ALLAH’TIR. Sivas’ta katledilenlere Allah’tan rahmet ve yakınlarına sabır dilerken son söz olarak ALEVİ TOPLUMU EHL-İ BEYT DOSTUNA DOST, DÜŞMANINA DÜŞMAN OLMAK İSTİYORSA; DİNSİZ, İMANSIZ İNKARCI KİŞİLERİN KENDİLERİNE YOL GÖSTERMESİNE KARŞI KOYMALIDIR. ONLARIN KIŞKIRTMALARINA ALET OLMAMAK, SOĞUKKANLI, TEDBİRLİ VE TEMKİNLİ OLMAK ZORUNDADIR.