O Gün Gelecek
“Ah şu gençlik!” diye başlamak istiyorum. Kariler yanlış anlamasın ben yaşlı biri değilim ve bu söylemim yaşlılarınkinden farklı ve daha geçerli bir nedene sahip. Ve ben de genç biri olmama rağmen maalesef “Ah şu gençlik!” diyerek başlamak istiyorum. Sorgulamayan, düşünmeyen, düşlemeyen, analiz etmeyen, çaba sarf etmeyen ve belki de en önemlisi hissetmeyen, hissetmeden yaşayan (yoksa yaşadığını sanan mı demeliyim) bir gençlik… Hayatını aşk sandığı basit aldanışların peşinde koşmaca, kovalamacayla geçiren; gelişin ve gidişin nedenine, varlığın hazzına varamamış gençlik…
İktisadî, toplumsal, kültürel, itikadî ve daha birçok açıdan yıllardır sömürülen; parazit misali, hayvanî bir vasfa sahip Batı’nın sözde medeniyeti tarafından, kan emicilerce varlığı, ruhu, geleceği ve belki de tarihi yok edilmek istenen bir gençlik…
Bu topraklarda böyle bir gençlik içinde en çok zarar görense şüphesiz, ilimden, itikadî kaynaklarından, inandığını söylediği değerlerden yoksunlaştırılmış Alevî gençliği… Bir boşluk içinde adeta bu gençlik ve her önüne gelen onun kafasını karıştırmak için değişik şekilde kafa bulandırıcı yollara başvuruyor. Ya sonuç? Alevi gençliği, adı Alevi kalarak ya bir ateist, ya bir faşist, ya sağcı, ya solcu oluyor. Belki de bölücü… Ama adı aynı kalıyor: Alevî.
Bu Alevî (!) gençlik tanımıyor Aleviliği, bilmiyor İmam Ali’yi, beklemiyor İmam Mehdi’yi (af).
Kavramların, itikadî değerlerin içi boşaltılmış olarak ulaşıyor onun zihnine ama yine de araştırmıyor, düşünmüyor, düşlemiyor ve sorgulamıyor. O yine de 12 İmamlardan uzak kalıyor. Onu 12 İmamlarla, kurtuluş gemisi nispetindeki Ehl-i Beyt ile alakadar olmayan kurumların, disiplinlerin, kültür adı altındaki sözüm ona ibadetlerin içine hapsetmek istiyorlar. Fıtratı temiz olan Alevî gençliği bir müddet sonra bunları da benimsemekten vazgeçiyor. Kerbela’ya kan ağlamış, Aliyyen Veliyullah diye inleyen genleri reddediyor Masum-u Pak’ların dışındaki her anlayışı. Ve bu süreç gün geçtikçe tağutun amaçlarına bir darbe daha indiriyor.
Ah Alevî gençliği! Ne zaman… Ne zaman gerçek aşkın peşine düşeceksin. Ne zaman yanacaksın varlığın sebebi için. Ne zaman umudun adalet için olacak, gözlerin atide, ati kalbinde.
Ahdini unutmayacaksın, bir gün elbet hatırlayacaksın. Biliyorum! İşte o gün senin için aydınlanma günü olacak. İşte o gün kutsal mücadelenin en çetrefilli günü başlayacak. İşte o gün… O gün tek tek hesaplaşacaksın “Alevîlik” adına sana yalan söyleyenlerle. Sen üzülme, sen vakarlı dur! Sen Şah’a güven. İmtihanını unutma. Senin ilim şehrinin kapısıyla tekrar buluştuğun gün zalimler için yıkım günü olacak. İşte hesap günü o gün gelecek! O gün, O’nun geldiği gün mutlaka gelecek. Gelecekteki gelecek olan o gün çok çabuk gelecek!
Özcan CANPOLAT
Özcan CANPOLAT
Latest posts by Özcan CANPOLAT (see all)
- Parolamız! - 06 Kasım 2012
- Dersim Katliamları: Alevi mi, Bektaşi mi? - 06 Şubat 2012
- Gariban - 26 Mayıs 2011
- Alevilik-Namaz-Cami - 21 Şubat 2011
- Açık Çağrı - 23 Ağustos 2010