Kırklar Cemi Masalı
Cem eski şaman Türklerinin ve Zerdüşt kürtlerinin yaptıkları toplumsal, kültürel bir toplantıdır. Özellikle şamanların hayatı incelendiğinde hasat dönemlerinde geniş meydanlarda kadınlı erkekli toplanarak şölen yaptıkları, kurban kestikleri şaman dede ve babalarını dinleyip ozanlarının çaldığı kopuz yada sazlarla değişik figürlerde semah denilen halk oyunlarını sergilediklerini görüyoruz. Sonradan bu MEYDAN dedikleri yer, yerleşik düzene geçildikten sonra MEYDAN EVİ’ne dönüşmüş ve islam sonrası da bu meydan evine Cemevi denilmiştir. Bu kitleler İslamiyet ile tanıştıktan sonra da bu eski kültürlerinden vazgeçmemişler ve bu kültürlerinin içine İslami unsurlarda katarak yaşatmaya çalışmışlardır. Eskilerde Meydanlarda toplanarak hasadı yada belli günleri kutlayan, dede ve babalarının anlattıkları öyküleri dinleyip, kımız, şarap içip ve halk ozanlarının kopuzları eşliğinde semah denilen değişik figürleri sergileyen bu insanlar zamanla islamiyetin de etkisiyle içerisinde İslama ait öykülerinde yer aldığı söylenceleri dinlemişler ve yine saz eşliğinde semah dönmüşlerdir. İslam fıkhını yeterince öğrenemeyen bu kitleler şaman töresine göre ibadet ölçüsünde yaptıkları bu kültürel olguları İslami ibadet diyede kabul etmişler ve günümüze kadar da taşımışlardır. Yaptıkları olayın İslami dayanağı olmadığını bilen uyanıklarda bu olayı islamileştirmek! için de Kırklar Cemi adı altında uydurulan masalımsı ve mantık dışı olayı uydurarak bilgi diye, cem ve semah’ın kökeni diye kitlelere sunmuşlar ve Alevi kitleyi yüzyıllarca uyutmuşlar, kandırmışlardır. Yani Cem, Semah ve içki olayını kitlelere mal etmek isteyen sözüm ona uyanıklar! Bu konularda Kur’an dan yada Oniki İmamlardan kanıt bulamayınca Kırklar Cem’i masalını uydurdular ve yüzyıllarca yıldır da anlatıyorlar. Ne yazık ki günümüzde dahi Cem’i ve semahı alevi ibadeti sanan cahiller bulunmaktadır. Şimdi biz bu kırklar cemi diye anlatılan olayı kısaca anlatım bunun neden gerçek dışı olduğunu kanıtlayacağız. Değişik varyantlarda anlatılan kırklar masalı şöyle gelişiyor:
‘Hz.Peygamber, Miraç öncesi veya dönüşünde ilahi katmanlardan bir yere gelir ve bir kapıyı çalar. İçeriden kim o ? diye sorulur. Peygamberde Ben Resulüm, içeri girmek istiyorum der. İçerdeki ses: Aramızda Resule yer yok sen git ümmetine peygamber ol der ve O’nu içeri almaz. Bu olay üç kez tekrarlandıktan sonra Peygamberimiz Kim o diye sorulunca Ben Yoksulum der ve kapı açılıverir! Peygamber içeri girdiğinde 39 kişi görür. Peygambere bir üzüm tanesini sıkıp şerbet yapıp sunarlar ve hepside bu şerbetten içerek kendilerinden geçip mest olurlar. Peygamber siz kimlersiniz? diye sorunca Biz kırklarız derler. Peygamber 39 kişi saydım deyince Selman da var birazdan gelecek derler ve o da gelir. Bu şerbeti içenler az sonra Başta Hz. Ali olmak üzere semaha başlarlar ve Peygamber miraç yolunda bir aslanda gördüğü yüzüğü Ali’de de görünce Ali’nin yüceliğini görür ve o da semaha katılır.’
İşte yüzyıllarca bu masalla Alevi halkını Alevilik yolu budur diye cem yaptırıp, semah döndürdüler ve içirdiler. Oysa bu olay tamamen uydurmadır. Çünkü :
1- Eğer bu kırklar bu kadar yüce insanlarsa neden kimse onların hepsinin ismini sayamıyor? Ya da hiçbir kaynak onların ismini yazamıyor? Sayamıyor ve yazamıyor çünkü uydurmadır…
2- İslam ile ya da On iki imam ile ilgili bir çok yazılı kaynak varken, neden anadolu dışında yaşayan müslümanlar yada Aleviler bu öyküyü bilmiyor? Neden bu uydurma öykü sahte buyruk ve Bektaşi eserlerinde yer alıyorda İslamın temel kaynaklarında yer almıyor? Çünkü öykü anadoluda uydurulmuştur.
3- Hz. Ali hayatının tümünü kainatın efendisi en şerefli canlısı Hz. Muhammed’in yolunda harcamışken ve O’nun damadı, akrabası ve vasisi iken nasıl olurda O’nu içeri almaz? Bu Alevilik düşmanı hainler bu masalla Hz. Ali’yi Peygamber tanımaz! biri olarak tanıttıklarının farkında değiller mi? Yoksa Hz. Peygamberi dışlayan bir anlayışı özellikle mi sergilemek istiyorlar.
4- Bazıları Kırkların içerisinde İmma Hasan ve Hüseyinin de olduğunu söylüyorlar, oysa Miraç olayı Mekke döneminde olmuştu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma ise Medine döneminde evlenmişler ve İmam Hasan ve İmam Hüseyin medine de dünyaya gelmişlerdi. Onlar daha dünyada yokken olan bir olayın! içinde nasıl olabiliyorlardı?
5- Yine Hz. Ali’nin sadık dostlarından olan Selman Fariside medine döneminde müsliman olmuştu ve mekke döneminde müslüman değildi. Nasıl oluyor da Selman’da anlatılan bu olayda yer alabiliyor?
6- Bu olay doğruysa! ve bu kadar da önemliyse ! neden Peygamber ve Oniki İmamlar hayatlarında bir kez bile olsa Cem yapmıyor ve semah dönmüyorlar?
7- Siz hiç Peygamber ya da Oniki İmamları saz çalarken anlatan veya saz dinleyip semah dönerken anlatan ayet yada hadis biliyor yada duydunuz mu?
8- Peygambere “Sen git ümmetine peygamber ol” diyen ses müslüman olabilir mi? Peygamberin Alemlere rahmet olsun diye gönderildiğini bilmeyecek kadar cahil bir kutsal kişi düşünülebilir mi?
9- Dahası bu olayı anlatan herkes diğer müslümanların nezdinde gülünç duruma düşürüldüklerini alay konusu yapıldıklarını görmüyor mu? Yoksa bunu anlatanların bir amacı da bumu?
Hani bir deli bir kuyuya bir taş atarmışta, kırk akıllı çıkaramazmış ya, işte Kırklar Cemi olayı da böylesine bir deli saçmasıdır. Ama üzücü olan şu ki bu masalla Alevi halkımız yüzyıllarca uyutuldu, uyuşturuldu ve 12 imamların gerçek yolundan saptırıldı. Alevi olan şunu iyi bilsin ki kim onlara Cem eviyle, saz ile, içki ile, dede ile ve semah ile yanaşıyor ve Alevilik budur diyorsa bu kişi ya cahildir yada zalimdir.
Osmanlı da böyle yapmıştı, böyle uyutmuştu kitleleri. Siz bazılarının Osmanlı cemi, semahı yasaklamıştı sözlerine kanmayın 1826 yılına kadar Bektaşilerin hiçbir tekkesi yasaklı değildi ve tam tersi osmanlı tarafından korunuyor ve destekleniyordu. 1826’daki Yeniçeri ordusu katliamlarından sonra bir müddet yasak getirildi ama sonra Abdülaziz döneminde yasak kalktı. Dikkatle bakarsanız İstanbulun işgal döneminde Bektaşi tekkelerinin de anadoluya silah kaçırılma işlerine karıştıklarını görürsünüz yani o tekkeler o dönemlerde dahi açıktı. Sonradan tekke ve zaviyeler kanunu çerçevesinde Cumhuriyet döneminde tekrar yasaklanmıştı ve bunun da Osmanlıyla ilgisi yoktu.
Bu konuda önemli olan cem, semah, saz, içki, dede vs gibi olgular Hz. Ali yolunda yoktur ve alevilerin uyanışını engellemek isteyen güçler bunları Anadolu aleviliği adı altında ve Kırklar cemi masalı etrafında palazlandırarak Alevi uyanışının önüne geçmek istemektedirler. Şimdi anladınız mı Diyanetçilerin, İlahiyatçıların, siyasilerin Alevilere cemevi yapmak için neden bu kadar hevesli olduklarını? Hangi ilde cemevi varsa araştırın, bakın o cemevinin arka planında bu tip insanlar vardır. O zalimlerin bu oyununu bozmanın tek yolu insanlara hakkı her zaman her yerde cesurca anlatmaktır. Fesadın böylesine her yeri kapladığı bir ortamda hak konusunda susmak günahtır.
EĞER SUSARSANIZ ;
UNUTMAYIN VE İYİ BİLİN Kİ; SİZİN BU SUSMANIZ YÜZÜNDEN SİZLERDEN GELECEK OLAN NESİLLERDE HELAK OLACAKTIR.
YAZDIKLARIN UYDURMALARDAN BAŞKA BİŞEY DEİL
yukarıda yazılan soru 1. hz muhanmet 40 lar kapısı açıldığında ben allahın resulüyüm diyor 40 kapısındaki cevap bizim alllaha ihtiyacımız yok deniliyor ve 2 çi sefer açıldığında kapı ben allahın peygamberiyim diyor ve muhanmet de kapı tekrar kapanıyor enson 3 çu sefere allah tan bir ses geliyor ve ben dilenci de olur ve payganber efendimzi ben dilenciyim diyor oyle giriyor 40 lar semahına
PEKİ SORUYOR CAHİL: bzim allaha ihtiyacımız var mı yok peygambere ihyacimiz varmı oda yok neden çünkü biz allahını peyganberini kaybetmiş insanlar değiliz allaha peygambere ihtiyacı olan zaten akıl var kendini kaybetmiştir. örnek sürüye birbirlerini kesiyorlar
bu sayfanın adminine sesleniyorum..hadi biz Alevi-Bektaşiler eski geleneklerimizle İslamı harmanladık Arap değil Türk kültürü ve dili ile dinimizi yaşıyoruz…sizler önce kendinize bakın Muta gibi zinaya kılıf uydurup ve yetmeyip bunu Peygamber ve ehlibeytine dayandıran onlara iftira atan siz değilmisiniz???siz değilmisiniz Muharremde kılıçlarla kendini yaralayan???biz yinede size saygı duyarız ama sizin aklınız Alevi-Bektaşi yolunu anlamaya yetmez..Bu yolu anlamak için önce insan olmak lazım
Abuzer Yolun
Arkadaşımız uzunca anlatmış fikrini. Varsa karşı fikrin sende açıkla da anlıyalım. Uydurma diyerek kendi karanlığına bürünme.
Şimdi bende bu yazana arkadaşa ithafen şunları sormak istiyorum.
1- Sizin inandığınız Miraç olayında peygamberimiz Hz. İsa ile karşılaşması hangi kitapta yazıyor?
2- Bütün peygamberlere namaz kıldırdığı kitabın neresinde?
3- Peygamberimize Allah 40 rekat emretmişte! Peygamberimiz İsa ile karşılaşıp senin ümmetine çok gelir tekrar git Allah indirsin demesinin neresi akıllıca da uydurma değil? Peygamberimiz bilmiyor mu çok geliceğini yada Allah bilmiyor mu bunun kullarına çok geliceğini bu nasıl bir uydurma?
4- 5 vakit Allahı tesbih etmek burda farz kılındığını söylüyorsun. Bu salat Kuranda 6 ayette geçiyorken ve bu ayetler parça parça inmişken bunu hangi ayete dayanarak söylüyorsunuz?
Sen bu yazdığım uydurmaları açıkladığın zamam ben sana Kırklar Ceminin ne olduğunu anlatıcam 😉
4-
Ayrıca semah için bir laf söyleyecekseniz önce Mevlana Hazretlernden vaşlayın görelim boy ölçünüzü 😉
yazılanların çoğu uydurma yada başka yerden kulaktan duyma yanlış hatalı anlamaların yazılmasıdır. merak eden varsa alsın eline kitabı okusun böyle saçma sapan yazılarla milletin aklını karıştırmayın
ACABAkırklar semahının uydurma olduğunu düşünen müslümanlar HZ.MUHAMMET(S.A.V) sonra emevilerin ve yezit ordusunun muaviyenin kutsal kitabımız üzerinde oynamalar yapmış olduğunu ve kuranı kerimi tüm insanlığın kitabı olmaktan çıkarıp onu araplaştırma çabası içinde oldukları hiç sorgulamışlarmıdır acaba bence sorgulasalar ceme alevilerden daha çok katılırlar
AYRICA BEN BU SİTENİN ALEVİLİĞİNDEN ŞÜPHELİYİM DAHA ÇOK ALEVİ KARŞITI BİRİNİN FİKİR VE DÜŞÜNCELERİNİ SAVUNAN BİR SİTE BUNU ÇOK RAHAT BELLİ EDİYORSUNUZ
Kur’ân da buyurur ki;
And olsun o saf bağlayıp dizilenlere / O saflar tutturup sıraya dizenlere / O kanatlarını açıp toplayarak uçanlara / O haykırarak sevk edenlere / O göğüs gererek durduranlara / O zikir okuyanlara.[1] HANİ KURANDA SEMAH YOK DİYEN ARKADAŞLARA
OSMANLININ YAPTIĞI TEK İŞ MUAVİYENİN KALDIĞI YERDEN DEVAM ETMEK OLMUŞTUR İSLAMİYETİ KENDİ ÇIKARLLARINA YORUMLAMAK VE HALKIDA BUNA İNANDIRMAK ÇOĞU İNANMIŞ İNANMAYANLARIDA ASMIŞLAR KESMİŞLER YAKMIŞLAR AMA BİLMEMİŞLERKİ ERENLER ÖLMEZ…….
ARKADAŞLAR YUKARIDA 40 LAR CEMİ İLE İLGİLİ OKUDUKLARIM BENİDE ENDİŞEYE SÜRÜKLEDİ BİZİM BU ALEVİ ÇOCUKLARININ KAFASINI NASIL YIKIYACAKLARINI ARTIK BİLEMİYOLAR . Bİ KISMINI ALLAH YOK DİYE KANDIRDINIZ. DİĞER KISMINI ALLAH VAR AMA HZ.ALİ PEYGAMBERDİ HAKSIZLIK OLDU. DEDİNİZ DAHA SONRA KURAN DEĞİŞTİ BU KURAN HZ. ALİ ZAMANINDAKİ KURAN DEĞİL DİYE. evet arkadaşlar bugün sünni yaşamının ençok eleştiri gören kısmı biz aleviler tarafından şekilci ibadet tir. kuranı değiştirdilerse neden 1 tane şekille ilgili ayet yok. örnek namaz nasılkılınır veya kaç rekat diye . böle saçma sapan sözlerle birazcık ALLAHA muhammede , aliye, kurana inanan gençlerimiz varsada onlarıda yoldan çıkartıyosunuz. sadece yazıklar olsun.
Hocam, Türkiye’de herkese küçükken ilk inen ayet olarak hep şu öğretilir: “Oku. Yaratan Rabbinin adıyla oku.” Alak Suresi’nin ilk 2 ayeti. Peki ilk ayetler böyleyse, o zaman neden Kur’an-ı Kerim’i açınca ilk sayfalarda Fatiha ve Bakara suresini görüyoruz? Sırayı kim değiştirmiş? Neden yapmış? Hangi hadsizler buna cüret edebilmiş?
yezidin geçmişte biz gerçek müslümanlara yapamadıklarını bugün ben aleviyim diyen yezitler yapmaya çalışıyolar. size ( edip harabi nin )şiirlerini okumanızı tavsiye ediyorum ancak manalarını tasavvufi açıdan değerlendirin.
erdal han yukardaki yazıyı mı desteklledi yoksa karsi cikanlarimi cozemedim. Fikrini cok merak ediyorum
peki kur’an-ı kerim de yazılan kırklar cemi boşa mı yazılmış. ve daha da ötesi Hz. Muhammet (s.a.v) kırklar cemine başkamlık yapmış mı yapmamış mı . sana soruyorum .
Ne Kuran’da ne de sahih hiçbir Ehlibeyt kaynağında kırklar cemi ile ilgili bir bilgi yoktur. Bu mitolojik masalımsı bir aldatmacadan başka bir şey değildir.
Vay cahiller vayy kırklar Cem’i masalı demek vay sizi emegi müslümanları vay….
Hacı Bektaşi Veli:”Semahımız Hakk aşkıdır ki salıncak değildir.Eğer semahı oyun zannedenin namazı dahi kılınacak değildir”
Bu site gercek bir alevinin olusturdugu bir site değildir. Alevilerin asimile olması İcin kendilerini Alevi diye tanıtan bir kısım bölücü bir güçtür. Gercek aleviler bunlara kanmaz…
inan kardeş sünniler bile bu şilerden daha fazla bizim inancımıza saygılı biz tevella teberra dedikce bunlar bizim yolumuza en çok zarar veren oldu.
Ehlibeyt adına uydurduğunu şeylere saygı duymayacağım. Hiçbir zaman bu uydurmalarınıza ortak olup insanları Ehlibeyt’in yolu semahtır sazdır diye kandırmayacağım.
hayır yanlış anlamışsın.ben ehli beytin yolu sazdır demiyorum şunu diyorum siz anlamıyorsunuz her halde beni.
hz alinin bildigini selman bilmezdi selmanın bildigini ebuzer bilmezdi ebuzerin bildigini ibni mesut bilmezdi onun bildigini ebu bekir bilmezdi ebu bekirin bildigini ömer bilmezdi.sizin durumunuz ömerin durumu gibi şeriatta kaldınız hakikatın peşine koşmadınız.hiç düşünmedinizki hz ali şu sözünde ne diyor.bizdeki hakikatleri size sunsak bizi şeriat kılıcı ile katlederdiniz onun için biz bunu ketm (sakladık)ettik.bu hakikat nedirki siz şeriata ters düşdügü için katledersiniz saz caz olmasın.selametle kal
Kardeş kimseyi katlettiğimiz yok. Bizi emevilerle bir mi sanıyorsun! Vallahi biz onlardan çok uzağız.
Elbette derinlik vardır. Dinde derin kavrayış sahibi olmak gerekir ama bu derin kavrayış 4-40 mıdır? Bektaşiliğin tarikatı hakikatı marifet vs. sınıflandırırken bu sistematiği oluştururken Ehlibeyt’in sözlerini mi dayanak alıyor? Ehlibeyt’in böyle sözleri, emirleri var mı? Yok! O halde benim bu tür şeylerle işim yok.
KArdeş mesele o ki Ehlibeyt ile ilgisi olmayan şeyler onlara atfedildikçe biz karşı çıkacağız.
1- Eğer bu kırklar bu kadar yüce insanlarsa neden kimse onların hepsinin ismini sayamıyor? Ya da hiçbir kaynak onların ismini yazamıyor? Sayamıyor ve yazamıyor çünkü uydurmadır…KARDEŞ BUNLAR HAKKIN GİZLİ KULLARIDIR:SADECE NURUN HAK GELDİMİ BATIL ZAİ OLUR SÖZÜ TECELLİ ETTİGİNDE GELİR MESELA MUHAMMMED MUSTAFA DÖNEMİNDE BUNLAR AŞİKAR GELDİ ETE KEMİGE BÜRÜNDÜ.AMA AHMEDİ NURUN YANINDA SELMAN KİMDİRKİ KERAMET GÖSTERSİN YADA NURUNUN TECELLİSİNİ SUNSUN EDEP EDER.MİSALİ 17 MUHKEM ALİ TARAFTARI ONLARDANDI.İSİMLERİNİN TAMAMI BENDE VAR KAYNAKLARI İLE İLMİN HAKKINI VER LÜTFEDİP GEL HİZMETE GİR SONRA HAK NASİPSE SENDE BİLİRSİN BUNLARIN KİM OLDUĞUNU
2- İslam ile ya da On iki imam ile ilgili bir çok yazılı kaynak varken, neden anadolu dışında yaşayan müslümanlar yada Aleviler bu öyküyü bilmiyor? Neden bu uydurma öykü sahte buyruk ve Bektaşi eserlerinde yer alıyorda İslamın temel kaynaklarında yer almıyor? Çünkü öykü anadoluda uydurulmuştur.KAYNAK USULU KAFİ:BİZİM HAKİKATLERİMİZİ İLERDE BİZİM TARAFTARLARIMIZDAN BİR GURUHA VERECEGİZ.BUNU DERKEN ŞİALARIN İÇİNDE OLDUKLARINA GÖRE O GURUH ŞİİLER DEGİL ONDAN SONRADA ANADOLU İNSANI EHLİ BEYT TARAFTARI OLDU.BURDAN NE ANLARSANIZ ANLAYIN.
3- Hz. Ali hayatının tümünü kainatın efendisi en şerefli canlısı Hz. Muhammed’in yolunda harcamışken ve O’nun damadı, akrabası ve vasisi iken nasıl olurda O’nu içeri almaz? Bu Alevilik düşmanı hainler bu masalla Hz. Ali’yi Peygamber tanımaz! biri olarak tanıttıklarının farkında değiller mi? Yoksa Hz. Peygamberi dışlayan bir anlayışı özellikle mi sergilemek istiyorlar.BURDAKİ MANAYI ANLAMAMIŞSIN BURDA DEMEK İSTİYORKİ HAKKIN YANINDA BİR MAKAM VARKİ MAKAMSIZLIK ORDA GEÇERLİ PEYGAMBERDE OLSA BU BÖYLEDİR.MUSANIN HIZIR KARŞISINDAKİ DURUMU NE İSE MUHAMMED MUSTAFA S.A.V NİN KIRKLAR KARŞISINDAKİ DURUMU O
4- Bazıları Kırkların içerisinde İmma Hasan ve Hüseyinin de olduğunu söylüyorlar, oysa Miraç olayı Mekke döneminde olmuştu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma ise Medine döneminde evlenmişler ve İmam Hasan ve İmam Hüseyin medine de dünyaya gelmişlerdi. Onlar daha dünyada yokken olan bir olayın! içinde nasıl olabiliyorlardı?HİÇMİ DUYMADIN O 5 NUR EHLİ BEYT ADEMDEN ÖNCE VARDI NURLAR ALEMİNDE MİRACDA MARSDA OLMADI HAKKIN SEMASI BATİNİ BİR SEMADIR ORDA RUHLAR NURLAR İŞLEVİ VAR MEKAN VE ZAMN ORDA YOKDUR.ONUN İÇİN MİRACDAN DÖNEN RESULULLAHIN YATAGI DAHA SICAKDI.
5- Yine Hz. Ali’nin sadık dostlarından olan Selman Fariside medine döneminde müsliman olmuştu ve mekke döneminde müslüman değildi. Nasıl oluyor da Selman’da anlatılan bu olayda yer alabiliyor?YANILIYORSUN SELMANI TANIYAMAMIŞSIN.
6- Bu olay doğruysa! ve bu kadar da önemliyse ! neden Peygamber ve Oniki İmamlar hayatlarında bir kez bile olsa Cem yapmıyor ve semah dönmüyorlar?SIRRI MUHAMMEDİ DENİLEN ASHABIN GECE NE YAPTIĞINI GİT BİR AYETULLAHA SOR SEMAH HARİC AYNI ERKAN ORDA VARDI.
7- Siz hiç Peygamber ya da Oniki İmamları saz çalarken anlatan veya saz dinleyip semah dönerken anlatan ayet yada hadis biliyor yada duydunuz mu?DUYDUM:CAHİLİN BİLMEDİGİNİN BİLDİGİNDEN ÇOK OLMASI ONUN BİLİNÇ DÜNYASINDA ONU ÇOK BİLGİLİ ETTİGİNİ SENİN BUN YAZINDAN ANLIYORUM….
8- Peygambere “Sen git ümmetine peygamber ol” diyen ses müslüman olabilir mi? Peygamberin Alemlere rahmet olsun diye gönderildiğini bilmeyecek kadar cahil bir kutsal kişi düşünülebilir mi?
)::)))))))
9- Dahası bu olayı anlatan herkes diğer müslümanların nezdinde gülünç duruma düşürüldüklerini alay konusu yapıldıklarını görmüyor mu? Yoksa bunu anlatanların bir amacı da bumu?İYİ ARAŞTIR NECM SÜRESİ MİRACI ANLATIR VE ORDAKİ GÖZ GÖRDÜ KALBİ YALANLAMADI AYETİNİ İYİ DÜŞÜN NE ACAYİP ŞEY GÖRDÜKİ GÖZ AKIL İLE GÖRDÜ..
KALBİ BU ACAYİPLİGE AMENTU DEDİ.HANİ O İLİMDE DERİNLEŞENLER VARYA ONLAR MUTEŞEBBİH AYETLEDE O ALLAHDANDIR DEDİ AYETİNİN SÖYLEDİGİ GİBİ GÖZ GÖRDÜ DERİN İLMİ YARADILIŞ AYETLERİNE VE O ALLAHDANDIR DEDİ.ELİNİ YARIN HESABINI VEREMEDİKLERİNDEN UZAK TUT KARDAŞ..
Merhaba, ismail bey rica etsem bana mail yoluyla ulasirmisiniz sizinle bir durumu konusmamam gerekiyor.
avatansever90@gmail.com
Ben bir aleviyim. madem semah bir dans size göre madem cem töreni eski türklerin samanizim uydurması. cem töreni sırasında bir canın allah aşkıyla coşup közü yalayarak sondurmesine ne diyorsun yada bir baltayı alıp göğsüne vurup da kan dahi gelmemesine ne diyeceksin.
Amonim allah sana akıl fikir versin
MERHABA,
ALLAH TA MANTIK DIŞIDIR,ÇÜNKÜ GÖREMEZSİN ,KONUŞAMAZSIN VE O NA DOKUNAMAZSIN.
KIRKLAR CEMİNDE DE MANTIK DIŞI OLAYLAR OLMUŞTUR. BİRİ BİLEĞİNİ KESER HEPSİNİN BİLEĞİ KANAR VS.
MADEM ALLAH MANTIK DIŞIDIR O ZAMAN 2 SEÇENEĞİMİZ VAR ;YA ATEİST OLMALIYIZ YA DA SORGUSUZ SUALSİZ İNANMALIYIZ O NA. ORTASI YOK BUNUN…
BİZ ALLAH’A İNANDIK VE İÇİMİZDE HİSSEDİYORUZ ÇÜNKÜ. ÜZERİMİZDE BİZİ KÖTÜ ENERJİLERDEN KORUYAN BİR EL VAR , YA DA HERKESİN HİSLERİYLE BİR ŞEYLER YÖNETTİĞİ DÖNEMLER OLMUŞTUR. METAFİZİK OLAYLAR YAŞAYANLARIMIZ DA OLMUŞTUR. EVET, HAKLISIN BUNLARDA GÖZLE GÖRÜLEMEZLER VE MANTIKSIZDIRLAR AMA BUNLARI İÇİNDE HOŞGÖRÜ OLAN HER ADEM HİSSEDER… VE BEN O ENERJİYE ALLAH DİYE TAPANLARDANIM İŞTE.. BU ENERJİ ÖYLESİNE GÜÇLÜDÜR Kİ SENİ SEN YAPAR, GEÇMİŞİNİ VE GELECEĞİNİ BİLİR. AYNI ANDA İKİ FARKLI MEKANDA OLMANI BİLE SAĞLAR. NE KADAR MANTIKSIZ DEĞİL Mİ? SENCE BEN DELİ MİYİM? NE DERSİN ? ?
BU YÜZDEN ŞUNA İNANMAK ZORUNDAYIZ ;GERÇEĞİ ANCAK ALLAH BİLİR, PEYGAMBERLER İSE GERÇEĞE ERERLER, ADEM DE GERÇEĞİ BİZİM GİBİ ARAR DURUR.
GERÇEĞİ ARAYAN EY ADEM KARDEŞİM; BUYRUĞUN MASAL OLDUĞUNU İDDİA EDEREK ,CAFER-İ SADIK’A HAKARET ,SAZ’A ,SÖZ’E , SEMAH’A VE ENGÜR ŞERBETİ’NE(İÇKİ DİYE TABİR ETTİĞİN ÜZÜM TANESİNİN SUYU) BİR KULP TAKIYOR, BU ŞEKİLDE DOĞRUYU ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORSUN.ŞİMDİ SAKIN CAFER-İ SADIK TA SENİN BENİM GİBİ İNSANDI MASAL YAZMIŞ OLABİLİR DEMEYESİN YOKSA YAZINI OKUDUĞUM İÇİN ZAMAN KAYBETTİĞİMİ DÜŞÜNÜRÜM. DOĞRUYU ANCAK GERÇEĞE ERENLER BİLİR. GERÇEĞE EREN DE DEĞERLERE KULP TAKARAK DOĞRUYU ÖĞRETMEZ KİMSEYE ASLA! UZUN UZUN DA KONUŞMAZ, AZ VE ÖZ KONUŞUR.. YERİNDE OLSA BU DEĞERLERİN MANEVİYATINI ARAŞTIRIRIM, TIPKI KUR’AN’DA YAZAN TEK BİR KELİMENİN YÜZLERCE KEZ DÜŞÜNÜLMESİ VE İDRAK EDİLMESİ GEREKTİĞİ GİBİ..
CAMİ MESCİTLERİNDE YAPILAN İBADET BANA HİÇ BİRŞEY KATMIYOR VE ÇOK ANLAMSIZ GELİYOR. MUAVİYENİN İNSANLARI UYUTMAK İÇİN KULLANDIĞI İBADET ŞEKLİDİR ÇÜNKÜ. İSLAMDA MİNARE DİYE BİRŞEY BİLE YOKKEN ,SEN BENİM HALA UYUTULDUĞUMU DÜŞÜNÜRSÜN..
ASIL İNSANI UYANDIRAN VE GERÇEĞİ ARAŞTIRMAYA TEŞFİK EDEN İBADET ŞEKLİ CEM EVİ MESCİTLERİNDE CAFER-İ SADIK’IN KUR’ANI KERİMDEN ÖZÜMLEDİĞİ BUYRUK ÇİZGİSİNDE YAPILANDIR. AYRICA MUHAMMED MUSTAFA’NIN ETTİĞİ ŞEKİLDE İBADET ETTİĞİM İÇİN DAHA ÇOK HUZUR DOLUYORUM. İBADETHANE YE SECDE EDİP GİRMEK, İNANÇ ÖNDERİNLE YÜZYÜZE İBADET ETMEK , LOKMALAR DAĞITMAK, RAZILIK ALMAK, NEFSİN TÜM İSTEK VE ARZULARINA DEMİRDEN PERDE ÇEKMEK VE KENDİNİ HAK’KA BIRAKMAK BUNLARDAN SADECE BİR KAÇI..
RABBİM İNŞALLAH KIRKLAR MECLİSİNDEKİ AŞK DERYASINDAN BİR DAMLA NASİPLENMEMİZE SEBEP OLUR.
SENİN GİBİ DÜŞÜNEN ADEMOĞULLARININ ETRAFIMIZDA OLMASI GÜZEL ASLINDA. SAYENİZDE İNSANLIK AYDINLANIYOR..
KARGA OLMASAYDI BÜLBÜLÜN SESİNDEN SIKILIRDIK..
AŞK İLE..
alevilik diye bişey yoktur anam babam kardeşlerim akrabalarım alevi ama ben değilim aslada kabul etmiyorum aklın yolu birdir diyorum hepsi bu…
yahu bu yazı yazan arkadaş asıl uydurma asıl karalama sende bence.biraz kafan çalışsa o zaman peygamber miracada çıkmadı,o zaman keremati de yok du diyeceksin.bence sen ne dediğini bilmiyorsun.oradakilerin isimleride belli_sadece senin gibi softaların ağzına yakımadığı için yazmıyorum.bilme bilmenede gerek yok.Çünkü siz peygamber ve evladına düşman (lanet üstüne olsun)MAVİYA VE YEZİT TARAFTARISINIZ,UTANMADAN HZ.MAVİYA DİYEBİLİYORSUNUZ
Acele davrandın ve peşin hüküm verdin hata ettin. Allah seni islah etsin.
Allah Muaviye’ye de takipçierine de onlara hazret diyenlere de lanet etsin.
Konuya gelirsek yazıda gayet net ve açık bir şekilde eleştiriler getirilmiş.Önce bu olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini 12 İmam kaynaklarından Ehlibeyt kaynaklarından ispat edeceksiniz sonra bu yorumları yapacaksınız. Farazi yazmakla olmuyor. Varsa bilimsel yanılarınız buyrun yazın.
Zeka geriliği olan kardeş eline Kur”an-ı Kerim almadığın belli kafandan yazılar yazıyorsun sonra bizden karşılık bekliyorsun aklın ermez senin ne Kırklara ne de Kur’an da yazan ayetlere
Yazıyı yazan arkadaşın eline sağlık. Aleviyiz diye akıl dışı olguları kabul etmenin manası yok. O peygamber ki Allah’ın elçisi. İslamın önderi. Biz ki Allahın aciz kulları ve Peygaberinin ümmeti. Şimdi arkadaşlar aranızda adam gibi tarih bilenler varsa yazsın. Yoksa öyle kulaktan dolma bilgilerle rezilliğin manası yok. 40’lar cemi (saygım vardır eyvallah!) gerçekten anadoluda yazılmış bir masaldır. Aksini kanıtlayacak arkadaşlar varsa ARAPÇA (varsa farçaya da razıyım)kaynak sunsunlar. Yahu arkadaşım hiç mi kitap okumuyorsunuz? Bildiğin kurgu bu. Siz gerçekle kurguyu ayırt edemiyormusunuz? Gelelim aleviliğe… Yahu arkadaşım Alevilik bir anadolu inancı. Şiiliğin anadoluda türk öğretileriyle ve hatta bidatlar dolu olan halidir. Şiilikte saz ve semah yok şimdi arkadaşlar biri bana alevilik gibi bir akımın olmadığı bir vakitte bu olayı mantıklı şekilde açıklasın. Birde kimi dengesizler Peygamberliğin aslında Hz.Aliy (R.a)e geldini bir karışıklık sonucu Hz. Muhammed (s.a.v)’ geldiğini savunuyor. bugün denk gelen ilginç şeylere değineceğim. Bir kaç saat önce İstanbulda 3. köprünün isimini tartışan bir alevi sayfasında densizin biri Kur’an-ı Kerim’de namazın emrolunmadığını hatta hiç lafzı dahi geçmediğini söylemiş. Bir taraftan da diyor ki Hz. Ali (R.a) hiç camiye gidip namaz dahi kılmamış. Sizcede artık kendinizi kandırdığınız yetmiyor mu? Araştırın arkadaşlar din mühimdir. Ebediyette akıbetimizi belirleyecek yeğane unsurdur. Çoğunuz bektaşinin hikayesini bilirsiniz. Kur’an’da sarhoşken namaza yaklaşmayın gibi bir ayet mevcuttur. O vatandaş gibi sizlerde işinize geleni görüp gelmeyeni hasır altı etmeyin. Bilmemek ayıp değildir. Sorgulamamak, araştırmamak körü körüne inanmak ayıptır günahtır. Haşa Allah elbette sorgulanmaz ancak bugün islam diye islam inancının dışında bir çok alışkanlığı süre getirmekteyiz. Herşeyden önce açıp Kur’anı anlayarak okumalıyız. Dönemin tarihçilerini okumaktada fayda var. Birde bağzı kaynaklar Anadolu Aleviliğinin Yesevi Ocağından geldiğini söyler. Külliyen yalandır. Hoca Ahmet Yesevi’den sonra posta oturanların fıtratında değişmeler elbette olmuştur. Yazdıklarımla sizlere kıracak ve üzecek bir eğilim içinde değilim. Madem kardeşiz kardeşler fikirleri beyan etmeli konuşmalı ölçüsüyle tartışmalı.Esenlikler dilerim.
aynen görüşlerine katılıyorum,alevileri yüzyıllarca bu safsata masallauyutmuşlar,hakikatıanlatmamışlar,alevilerde hiçaraştırmamış.40lar cemimasalında RESUL-ÜEKREM MUHAMMED ALEYİSSELAM HAZRETLERİNE karşı gizlibirdüşmanlık ve küçümseme düşüncesivar bu da kasıtlı çıkarılmış,uydurulmuş,zihinleri bulandırmaküzere ,cahil insanları kandırmakamacıyla içine mitolojik motifler katılmak suretiyle anlatılagelen tamamen safsata ,uydurma birmsaldan ibarettir. Alevi kardeşlerimiz uyansın ,hakikatleri araştırsın ,öğrensin bu zalim art niyetli ateist dinazorlara kanmasın.boyun eğmesinler…
Dübür kardeş peygamberin miraca yükselmesi akıl dışı olgu değil de Kırkların kolunun aynı anda kanaması mı akıl dışı olgu
Bende koyu bir alevi olarak 40’lar ceminin var olmadığına inananlardan biriyim çünki hiçbir delil yok bir kaynak yok eğer inanacaksanız 4 kapı 40 makama inanın asıl gerçek ordadır
Tarık Bey,
Kaynak sormanız, sorgulamanız güzel bir şey. Peki, 4 kapı 40 makam dediğiniz adımların aynı bu şekilde birebir 12 İmamlarda yeri var mı? Bunu da sorgulamalısınız.
12 imam yolunda cem semah gibi ritüeller yoktur bu hükme tüm islam kaynkları okunarak araştırılarak varıldı aksini savunanlarda hadi kaynaklara dayanarak iddalarını sipatlasalar ya ondan bundan duyduklarını ezber edinmekten bir milim öteye giderek şaşırtsalar ya bizi sallama yorumlarla kime neyi ispatlaybilirsiniz ki ancak kendiniz kandırırsınız işinize de gelen bu zaten demi.
bu site alevileri asimile etmek için kurulmuş olduğu belli.. Aleviliğin A’sından haberi olmayanlar kurmuş siteyi..
Bende diyorumki bırakın herkes istediği gibi ibadetini etsin. Yok efendim delil göster yok efendim beni inandır seni allah ıslah etsin bana ne. Ben inanıyorum cem evinede gidiyorum kalbim bulmuş delili hapsetmiş insanın yazdığımı değiştirecek? Binlerce kaynak yok edilmiş 1400 senedir değiştirilmiş değilmi? Banane şaman aynısını yapmış insanın yüreğinde olmalı kul hakkı yeme kimseyi üzme zaten adamsın
CANPOLAT sen bir *****sın yezid sin..
Allah yezite de onun rakipçilerine de ve iftira edenlere de lanet etsin! Mahşerde hesaplaşacağız!
cihan can
fikrin yok çaresiz kaldın ve hakaret ediyorsun bu yenilgi demektir oysa sayfalar sanada açık ver cevabını mahcup et bizi
Yezit Peygamber SAV efendimizin ehlibeyitini katletti emeviler sunni devletini kurdu bu tarihi yazan Aleviler degil kaynak
http://tr.wikipedia.org/wiki/Emev%C3%AEler
Alevilere inanislari icin kafir diyenlere sesleniyorum burda kimseye hakaret etmeden yukaridaki linkde yazilanlari ozumse Sunnilik Muaviyenin Yezitin kurdugu bir mezhep, Peygamberin sunneti imis gibi gosterilen chailiye doneminden kalan yalan yanlis tevsirlerle olusturulmus bir mezhep Katolik dininin Hiristiyanliga hureafelerle hukmettigi gibi Islam alemine hukmeden FAKAT COGUNLUGUN her zaman dogru olmadigi bir MEZHEP
Kızılbaşlık batıni bir yorumdur. Kuran’da anlatılanların özünü kavramayı esas alır. Amaç bu özü kavrayıp kamil insan olmak ve Allah’la bir olmaktır. Bu hakikate de biçimsel kurallarla değil, sezgiyle ve aşkla ulaşılabilir. Hz. Ali ve On İki İmam Allah’a ulaşan kamil insanın simgeleridir. Bu çerçevede tarihsel birer kişi olarak kendi ibadetlerini nasıl yaptıkları değil kendi meşreplerince bir şekilde kamil insan olmaları ve diğer insanlara da örnek teşkil etmiş olmaları önemlidir. Esas olan biçimsel ibadet değil, Allah’la bir olmaktır. Bu nedenle “Hak bir, yol bin birdir”. Kırklar Cemi de miraç gibi metafizik bir durumun simgesel anlatımıdır. Kaldı ki Kırklar Cemi ve cem ibadetine dair Kuran’dan bulunan gerekçeler de mevcuttur. Bununla ilgili örnek bir açıklamayı şurada bulabilirsiniz:
http://www.suluovahacibektasvelivakfi.org/?Syf=26&Syz=265467
Son olarak naçizane tavsiyem, kimsenin inancına ve kamil insan örneği olarak gördükleri Hacı Bektaş Veli gibi simgesel şahsiyetlere hakaret etmemenizdir. Batıni bir yolu benimsemiş olan Kızılbaşlar ile biçimsel ibadete değer atfeden sizlerin felsefi görüşleriniz tamamen farklıdır. Dolayısıyla Kızılbaşların Hakk’a varmak için benimsemiş oldukları kendi yollarını terk etmeye davet etmeniz tüm felsefelerini bırakmalarını istemeniz anlamına gelir ki bu da haksızlıktır. Bırakın her can kendi yolunda yürüsün. Kızılbaş inancına göre Allah “şu şekilde değil de bu şekilde bana ibadet ettin!” diye parmağını sallayan, zulmedecek zalim bir efendi değildir. Boşuna onları cehennemle korkutmaya çalışmayın. Onların bir olmaya çalıştığı Hakk’ın bununla alaksı yoktur.
Değerli arkadaşlar kardeşler,
Ben alevi değilim. Hatta sünni bir cemaata müntesibim. Fakat bir din alimi vs değilim sizler gibi biriyim.
Semah nedir kafama takıldı araştırıyordum aramaların bazıları buraya getirdi.
Alevilik ile ilgili anlayamadığım şeyler var. Fakat bunlara hemen sen anlayamazsın demeyin. İnancın kaynakları olmalı. Sünniliğin kaynakları belli. Aleviliğin kaynakları nelerdir? Aleviliği öyle gösteriyorsunuz ki sanki başka bir din.
Allah hiç 2 dini aynı anda gönderir mi?
(Aynı anda birden fazla peygamberin gelmiş olabilir.
Fakat itikadları aynı çizgide.) Aleviliğin itikadı inancı farklı.
Yukarıda Kuran-ı Kerim için tahrif oldu gibi mesajlar var.
Yaw o zaman alevilikde yalan müslümanlıkta yalan oluyor.
Ki Allah teminat altına alıyor. Müslümanlığın son din olduğunu Kuran-ı Kerimin tahrif olmayacağını. Bu durumda biz hangi Allah’a inanıyoruz.
Alevilik ile alakalı dedelik müesesesi ve bağlamada ayrı bir konu.
Dedelerin hiç biri dini konularda ehil değil. Babadan oğula geçmiş gidiyor.
Eğer ehilse sünni bir din alimi ile karşı karşıya gelip inancının makuliyetini anlatmalı. Bağlama nereden geliyor Peygamber efendimiz zamanında saz varmıydı?
Namaz neden kılınmıyor? Evliyaların ve Ehlibeytin babası, damadı nebevi haydarı kerrar , şahı merdan Hz Ali bu kadar insanın namazını nasıl kılar. Bende alevi olursam benimde namazlarım kılınacak mı? Mahşer günü hesaba çekildiğimizde topu Hz. Aliye atıp kurtulabilirmiyim?
Nasıl olurda Kırklar meclisi adında bir meclis kurulur. Bu mecliste Selmani Fariside olur. Fakat Kanatın Efendisi Peygamberimiz Ahmetdi Mahmudu Muhammed (S.A.V) olmaz.
Allah onu mirac a yükseltti. Cebrail A.S bile gidemediği Kabe Kavseyn ‘e kadar çıktı fakat kırklar meclisine giremedi demek biraz ayıp olmuyor mu?
Vesselam. Amacım inançlarınıza saygısızlık değil. Herkesin inancına saygımız var. Fakat Alevilik Müslümanlık içinde bir yol mu ayrı bir din mi bunlar ortaya koyulmalıdır. Yol ise biraz yol dışına çıkmış gibi eğer din isede Hz Peygamber ve Hz Ali den beslenmeyi bırakmalıdır diye düşünüyorum. Küfürsüz cevablarını bekliyorum.
Gerçekten de güzel ve benimde kafamdaki sorular bunlar kardeş .. Ama cevaplarına ne televizyonda ne internette nede Alevi bir arkadaşa bulamadım..
bi deli kuyuya bi taş atmış kırkdane akılı cıkaramamış sizin durumunuzda bu işde
Bu site kurucuları Siz gerçekten alevimisiniz yoksa alevi gibi gözüküp alevileri kötüleyen misiniz
arkadaşlar ben aleviyim ve ibadetimi cem evinde yapıyorum sünni arkadaşta camide yapsın sonuç olarak hepimiz Allaha ibadet ediyoruz.eğer bir yanlışımız varsa bu bizden sorulur.Bunu siz değil rabbimiz sorgular.bunuda tartışmanın anlamı yok.bizim semahımızı sorgulayan insanlar Mevlevilikte ney eşliğinde sema ederler buna neden karşı çıkılmamalıdır.
Baki gungor dede en iyi yasayan kaynak neden videosunu izlemiyorsunuz.
https://www.google.com/webhp?sourceid=chrome-instant&rlz=1C1CHWA_enUS596US596&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=alevilik%20ve%20kirklar%20baki%20gungor%20dede
Alevilik tarihi kisa fakat gercek ozet bilmediginiz bircek seyi bu kisa filimden ogranceksiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=KmACVPuCdIo&feature=youtu.be
arkadaşlar
yazıya eleştiri yapmanız gerekirkern yazıyı yok sayıp görmezden gelip başka telden saz çalmanız komik oluyor
Aleviliğin kökeni islamla ılıntılı değildir
Alevilik çok eski bir felsefi yoldur,çeşitli evreler geçirmiş
ve her çevrede çevresindeki inançlar felsefeler etkilenmiştir,
günümüzde olduğu gibi geçmiştede kendi inançlarından dolayı
bir çok katliama uğramışlardır en büyük katliamıda Osmanlıdan
görmüştürler bu katliamlardan kurtulabilmek için kendi inançlarını
rahat rahat yapabilmek için en sonunda bizde Müslüman aleviyiz demişlerdir
hatta dahada ileri giderek esas Müslüman biziz peygamber
soyundan geliyoruz demişlerdir,ama hiçbir zaman kurana göre
yaşamamışlardır.. sonuç olarak islamı bir kalkan olarak kullanıp bizde müslüman aleviyiz demişlerdir Aleviliğin ne olduğunu anlamanız için zahiri ve batınıyi bilmeniz lazım,,Uluların Aşıkların Ozanların şiirlerine bakmanız ve o şiirlerde neler sırlanmış bunu anlamalısınız ,bizim ali evren yaratıldığından beri vardır bizim ali evrenin kainatın tanrının adıdır.
bu yaziyi yazan beyin ozurlu arkadasim…bu dediklerimi de kendine hakaret olarak dusunme cunku herkesin beyni bazi olaylari kavrama ve idrak etme kabiliyeti yoktur.bu yuzden uzulme..bu yazdiklarina karsi seni Hz Davudun musik esliginde nasil semah dondugunu arastirmani oneririm..samanlik o dineme gore gelmis bir felsefedir sen nerelere gittin oyle once bizden onceki semavi dinlerdeki muzigin nasil evrenin olusmasinda rolu oldgunu o semanin muzik notasi gibi askla dondgunu algila ,.ve kendi fikirlerinle o agzini kirklara acma …cehennemlik olursun..
bir de sunu ekleyeyim…HzMuhammed bile kirklara girmek icin destur aliyor ve tanri onu geri yolluyor cunku o icindeki Ben lik ve egosunun kirilmasini sagliyor…Kirklar onu peygamber diye aralarina almiyor …hepimiz biriz diyor…ben yoksullarin efendisiyim dediginde kirklar onu aralarina aliyor…sen daha konunun pozitif durumunu bile idrak edememissin…yazik diyorum sadece.
kendince bir anlatım bir sunum yapmışsın macizane sormak isterim ki bu en doğal hakkımdır.
soru’m; yazında ve yazının sonuna eklediğin (kendince yorumunda ) (bana göre cahilliktende cahilane) maddeler; yazının ikimci paragrafı ve maddelediğin maddeler’in 8. maddesi arasındaki çelişkiyi anlat yeter.
Kırklar cem’ini anlatmayı bırak anlamak dahi sana fazla gelir.
cümleten hayırlı geceler.
1 hz ali hak olan halifeligini alamamıştır neden oda o zamanki sahabelerin peygamberin sözüne itaat etmedikleri için şeytana uydukları için ikincisi hasan ve hüseyin şehit ediliyor imam hasan zehirleniyor imam hüseyin de tüm ehlibeytle cani bir şekilde şehit ediliyor ve sen gelmişsin burda islamiyetin degiştirilmedigini söylüyorsun sen neye dayanarak söylüyorsun bunu ehlibeyti şehit edip islamiyeti kendilerine göre uyduran yezidin soylarının söyledikleri ve yazdıklarına göre tmm kuranı kerim degişmemiştir ama peygamberin hadislerinin degiştirlmedigini anlamlarının degiştirilmedigini nerden biliyorsun.
Dr. Münir Derman
(…)
Gayb Ricalin gördüm selam ettiler bana… Edeb içinde divan durdular. Kulağıma Fethiye salâtın okudular… Kırklar sonra söylediler bana…Üçler, Yediler sonra Dörtler buz gibi su ikram ettiler bana…
(…)
Kırklar sofrasında bulundum… Bunlardan üç kişi ile halen haftada bir gece buluşurum… “Kırklardan mısın?” diye bana sorma… Ben o üç ile dört yaparım…Hiç ile Kırk oluruz… Üç kişi bir de ben, bir de hiç bir taife teşkil ederiz. Gezeriz… Hem Kırk’ız, hem Dörd’üz hem Hiç’iz biz…Bulunduğumuz yerde Kırk oluruz biz…Çünki biz Kırk’larız da ondan…Elini tutmak istediğimizde şükrün mukabili değil de Bahane ararız biz… Birinde bahane bulduğumuzda ben ile üç kişi ve Hiç görünürüz…Elini tuttuğumuzu içimize alırız heman Kırk oluruz ve İki görünürüz… Ondan sonra ister görünür ister görünmeyiz biz…Biz her yerdeyiz, her yer bizdedir…Gündüz cismani, gece ruhani işlerimizle meşgulüz biz… Bizi görürler… Bulamazlar… Zira gaflet ve şüphe bulutlarıyla örtülüyüzdür… Bin bir renkte görünmeğe mecburuz…Vazifemiz çok ağırdır… Âfatları bahane ile biz önleriz… Biz yer yüzünde bahane arayıcısıyız… Biz bahane ile Kırk kişi olduk…Bizi bazen Veli, bazen meczup, bazen zındık görürler… Bu hal bizim sükun ve huzurumuzu bozmamak için Allah’ın bir vergisidir…Bu kadar çeşit içinde sebat edip şüpheyi silen elinde bahane bulunan bizden faide görür… Bizden faide gören şükrün tadını bilir…
Kırklar her donemde var oldu olacak.
KURANI KERIMDEDE NAMAZ SEKILLERI VE CAMI YER ALMAZ
NAMAZ ALLAHI ANMAKTIR
HA CAMI HA CEMEVI HA KILISE,MANASTIR
YARATICI GUC SIZIN DUANIZI HER YERDEN GOREBILECEK GUCTUR
INSANLARI YARGILAMAYI BIRAKIN ALLAH YARGILASIN
HERKEZ KENDINE BAKSIN AHIRET ICIN BUGUN NE
YAPTIN
Burada baştaki başlık yanlış bu bir masal değil bu bir gerçeğin hikayesidir
ERDOĞAN ÇINAR *
Bu kitabı yazdıktan sonra çok sayıda e-posta aldım. Özgüvenlerini tazeleyen Alevi okurlar bana coşkularını aktardılar. Kendilerini ve geçmişlerini sorgulayan Alevi gençlerinin, kendi kökleri ile buluşmalarını heyecanını hissetmelerine tanık oldum. Bu ülkenin Alevi olmayan, aydınlık ve güzel insanları Alevi inanışı ile tanışmanın kendilerini zenginleştirdiğini ifade ettiler. Önde gelen Alevi kurumlarının yöneticileri bu araştırmayı hizmet sayıp teşekkür ettiler. Ülkenin her yanından ve ülke dışından bana ulaşan Alevi dedeleri dualarını eksik etmediler. Bütün bunlar beni umutlandırdı. Artık görüyorum ve inanıyorum ki, bugün Aleviliğin üzerini örten sisler yakın bir gelecekte dağılacaktır. Bu soylu inanış köklerinden yeniden filiz verecektir. (Mart 2005 – İstanbul)*
—-
“ALEVİLİĞİN GİZLİ TARİHİ” İSİMLİ KİTABIN ÖZETİDİR
Alevilik İslam’la ilintili olmadığı gibi İslam’ın cemaat dışı bir mezhebi de değildir. Ancak bunu öne sürenlerin dile getirdikleri gibi Alevilik, çeşitli dinlerin ve çeşitli kültürlerin etkileşimi ile ortaya çıkmış ve ne olduğu belirsiz bir sentez hiç değildir. Alevilik, yeryüzünde hemen hemen bütün inanışları etkilemiş, semavi dinlere de başlangıç oluşturmuş, asıl kaynaktır. Yani “Serçeşme”dir. (19)
Alevilik, Hz. Ali merkezli bir İslam mezhebi değil, Anadolu’nun kadimden beri sahip olduğu “İnanç Mülkiyeti”dir. (20)
Alevi tarihinin ve Alevi teolojisinin asıl temellerine oturtulması ve bu soylu inanışın bir başka dinin içinde erimesinin engellenmesi amaçlandığından, bu çalışma bu amaç ile belirlenen çerçevenin dışında kalan Alevi gerçeği (Sırrı Hakikat) sayılabilecek pek çok konuya değinilmemiştir. (22)
İnsanlığın kaybolmuş hafızasını, varoluşun sırrını, kadim bilgileri, samimiyet ve metanetle koruyan, bu sırların bağnazlığın içinde eriyip gitmesine engel olan, bu sırları ustaca kaçıran ve canlarını üzerine örterek gizleyen, bu uğurda bin yıllardan bu yana her dem seve seve yaşamlarından vazgeçen Aleviler, bu ağır ızdıraba ve zulme, sadece gerçeklere sığınarak direnebilmişler ve gerçeklerden aldıkları güçle sırlarını bugüne taşıyabilmişlerdir. (22)
ALEVİ DEYİMİN KÖKENİ VE ANLAMI
Kalıplaşmış kabullerin aksine, Alevi sözcüğü Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’ten yana olanlara verilmiş bir isim değildir. Bu sözcük Ali’yi tutanları tanımlamak için Ali kökünden üretilmemiştir.(27)Alevi sözcüğü alev kökünden üretilmiş bir kelimedir.(28) Anadolu’nun kadimdeki sessiz uygarlığı Luviler ve Luviler’in çağdaşı ve komşuları olan Hititler’e kadar uzanır. Luvi sözcüğü bir çok dilde ışık ve ışık kaynağı anlamına gelen sözcüklerin kökünü oluşturmuştur.(29) Işık alevin yansımasıdır. Alevi deyimi de tıpkı “Luvi” sözcüğü gibi Işık İnsanı anlamına gelmektedir.(30)Aleviliği doğru anlayabilmek için, bu deyimin Ali’den ve Ehl-i Beyt’ten yana olanlara verilmiş bir isim olmadığının kabulü, olmazsa olmaz bir koşuldur.(31)
Oruç tutmayan, namaz kılmayan, hacca gitmeyen, örtünmeyen, çok evlilik yapmayan, Kuran’a bağlı olmayan, şeriat hükümlerine uymayan Alevilerin evlerinin duvarlarındaki Ali resmi, onlar ile inançlarının kaynağı arasında kalın bir perde gibidir. Aleviler geçmişte bu perdeyi kıyımdan ve yok oluştan kurtulmak için bilinçli olarak tesis etmiş olsalar da, geçen zaman içinde bu perde onları, kendi inanç kaynaklarından ayıran önemli bir engel haline dönüşmüştür. Alevilik ile diğer dinler arasında benzerlik olması doğaldır, çünkü Alevilik bütün dinlerin kaynağıdır.(32)
IŞIKLAR
“Kafirlerden daha kötü bir taife olan” ve vakıfları “şer’an geçerli olmayan” Işıklar, Osmanlı ülkesinde sürek avlarının ve katliamların hedefi oldular. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar ve kurtuluş olarak çeşitli kelime oyunlarının arkasına sığınarak kendilerini korumayı seçtiler. “Işık Taifesi” bugünkü Alevilere 17. Yüzyıldan önce verilen isimdi. Ellerinde bağlamaları ile köy köy dolaşarak bu inanışın yayılmasını ve yerleşmesini sağlayan misyoner ozanlara da “ışık” deniyordu. Misyoner ozanlar, kağıt üzerindeki ışık yazısını aşık olarak okuyarak kendilerine “Aşık” dediler. Böylece ışıklara yönelik öfke ve şiddeti kendi üzerlerinden savuşturdular.(36)
“Biz aşığız ne söylesek
Sözümüzde yalan olmaz
Sır içinde sır saklarız
Hiç kimseye ayan olmaz”(37)-Alevi Deyişi-
Yunus Emre Hz. Ali, Ehl-i Beyt, Kerbela sözcüklerini şiirlerine hiç almamıştır. Yunus Emre’nin şiirlerinde O’nun bir ışık insanı olduğu bir çok yerde vurgulanmıştır.
“Oruç, namaz gusülü hac hicaptır aşıklara
Aşk ondan münehhez halis heves içinde
Ey Aşıklar, ey aşıklar ışık mezhebi dindir bana”(38)
OCAKLAR
Alevi örgütlenmesi ve yayılışı ocaklar iledir. Orta Toroslar’ın bütün Alevileri Abdal Musa Ocağı’na, Tunceli ve Adıyaman yöresindeki Aleviler Baba Mansuriler Ocağı’na, Arapkir yöresindeki Aleviler Yürüyen Hızır Ocağı’na, İzmir ve Aydın bölgesi Alevileri Yanyatıroğulları ve Timur Beylikleri Ocakları’na, Maraş Pazarcık Alevileri Hubyar Sultan Ocağı’na, Trakya Alevi Bektaşileri Gözükızıl Ocağı’na bağlıdırlar. Ocakları yöneten dedelere ocakzade denir.(39) Siraçlar da denilen Hubyar Sultan Ocağı’na bağlı topluluklar, Anadolu’daki oniki büyük ocaktan biri sayılır. Yoğun olarak Sivas-Tokat-Amasya-Çorum bölgelerinde yaşayan Siraçlar, Alevi toplulukları içinde en ketum ve en içine kapanık kesimi oluşturur. Siraç, “Işık” demektir.(40)
Alevi Ayin-i Cem’i evrensel bir gösteridir. Ritüellerin söz, müzik ve dansla bezendiği, masalsı bir anlatımdır. Ayin-i cem, yanmakta olan bir ocaktan alınan ateşle yakılan bir ışıkla başlar. Bu ışık çoğu kez bir mum veya ucu alevli bir tahta parçasıdır ki buna “Çerağ” denir. Bu ritülerin adı “Çerağ Uyarmak”tır. Yaratılışın, ışığın (güneşin) ortaya çıkışı ile başladığının sembolik anlatımıdır. Ayin-i Cem alevin “Sır edilmesi” gizlenmesi ile son bulur. Bir alev yakılması ile başlayan ve yanana alevin gizlenmesi ile son bulan bu ibadete katılanlara Alevi denmesi son derece doğaldır. Doğal olmayan, bu sözcüğe yüklene zorlama ve dil kurallarına uymayan anlamın neredeyse sözcüğün gerçek anlamını ortadan kaldıracak kadar kabul görmesidir. Aleviliği 1400 yıllık bir geçmişle ve İslam’ın kalıpları ile sınırlı tutamayız.(40)
ALEVİ DEYİMİNİN ASIL KAYNAĞI
Yaratılışın ve var olmanın aslı Nur’dur (Işık’tır). “İnsan Nur-ı Kadim”dir. (Kaygusuz Abdal)(3)
İnsan asıl kaynak olan, nuru nurundan var olmuştur.(46)
Her şeyin aslı, kadimdeki parlak nurdur. Toprağın ve cümle eşyanın kaynağı ışıktır. Her nesne o ışıktan varlık bulmuştur.(46)
Alevi deyimin kaynağı ve haklı sebebi olan ışıktan (nurdan) varoluş, daha bir çok Alevi nefesinde, zarif ve özlü anlatımlarla ifade edilmiştir.(47)
İNANÇ TEMELLERİNE GÖRE ALEVİLİK VE İSLAM
Alevilerin kendilerini, İslam’ın bir parçası gibi gösterme çabalarının altında güvenlik sorunu yatar. Bu yönde asıl kanıt, iki inanışın temellerinin karşılaştırılması ile ortaya çıkar.
Yaradan’ın Tanımı:
Aleviler, İslam’ın temeli olan bir yaratan ve yaratılanlar olduğu inancına katılmazlar. Alevi inanışında yaratan ve yaratılan birdir. Yaratılmışların bütünü yaradanın kendisidir. Vahdet-i Vücut (Varlığın Birliği) olarak ifade edilen bu Alevi inanışını, İslam kalıplarına sığdırmak mümkün değildir.
Ölümden Sonrası:
İslam’ın bir diğer temel inanışı olan, öldükten sonra cennet ve cehennem inancı, Aleviliğin özünde yoktur. Alevilikte “Devriye”ye inanılır. Devriye inanışında kısaca, öldükten sonra çeşitli biçimlerde yeryüzünde tekrar vücut bulunacağına ve yeryüzünde bu gidiş gelişlerin İnsan-ı Kamil (olgun insan) oluncaya kadar süreceğine ve olgunlaşan insanın bu aşamada geldiği kaynağa geri dönerek Yaradan ile bütünleşeceğine inanılır. “Devriye” İslam’ın asla kabul etmediği bir inanış kalıbıdır.
Evrenin Yaratılışı:
Alevilik inanışında yaradılış, kudretten kopan ve arşta asılı duran bir kandilden (Güneş) gelen ışığın yeryüzüne ulaşması ile başlamıştır. Alevi inanışının esası olan ışık aracılığıyla varoluş, İslam’ın anlatımları arasında yer almaz.
İnsanın Yaratılışı:
İslam inanışına göre Allah Adem’i topraktan yaratmış ve Adem’in kaburga kemiğinden de Havva’yı yaratmıştır. Alevilikte ilk insanın Yaratılışı çok farklıdır. Alevi inanışında ilk insan Kırklar Meclisi’nde, Kırklar Meclisi’nin kararı ile ve Kırklardan birinin özünün, seçilmiş varlığa (Güruh-u Naci) katılması ile yaratılmıştır. (50)
ALEVİ İNANIŞI İÇİNDE ALİ
Alevi sözcüğünün Hz. Ali’ye ve Ehl-i Beyt’e bağlı olmak anlamına geldiğini, kendilerinin de Hz. Ali’ye ve Hz. Muhammed’in ailesine bağlı, gerçek Müslümanlar olduklarını söyleyerek, kendilerini Müslümanlık içinde gizleyen Aleviler, zaman içinde Ali sözcüğünün Alevi söylemi içinde çok fazla yer alması ve Hz. Ali2ye beslenen sevginin beklenenden fazla artması üzerine; Ali sözcüğüne Alevi inanışına uygun anlamlar yükleyerek bu ismi Alevi felsefesinin bir öznesi haline getirmişlerdir. (53)
Şeriat kapısında olmasa bir, Alevilerin diğer kapılarında (Tarikat, Mağrifet, Hakikat) Ali, etiyle kanıyla 7.Yüzyılda yaşamış, Hz. Muhammed’in amcasının oğlu ve damadı olan tarihi kişilik olmaktan çıkarılmıştır. Alevi ibadetinde, edebiyatında ve yaşayışında Ali, kişi olmaktan uzaklaştırılmış, bir kavram haline getirilmiştir. Alevilere göre Ali, yaradanın görünen yüzü olan güneşin doğuş hali ve ışığıdır.(54)
Alevi terminolojisinde “Tevella Sırrı” olarak adlandırılan bir deyim vardır. Tevella Arapça vela sözcüğünden türetilmiştir. Vela, yakınlık anlamına gelir. Tevella, görünürde Hz. Ali ve soyunu (Ehl-i Beyt) dost saymak demektir. Tevella sırrı ise Alevi yoluna girenlere ileri safhalarda açıklanan Alevi sırlarından biridir. Bu sır, Ali ve Ehl-i beyt sevgisinin gerçekte “Işık Sevgisi” olduğudur. (54)
Alevi inanışının içinde hiyerarşik olarak sıralanmış üç türlü sır grubu vardır. Bunlar;
İlm-el Yakin; İlim ve akıl yoluyla elde edilen küçük sırlar.
Ayn-el Yakin; Gerçeğin tam olarak hissedilemeyeceği büyük sırlar.
Hakk-el Yakin; İnanışın gerçek anlamını barındıran ilahi sırlar.
Ayn-el Yakin safhasına ulaşanlara, yolun uluları tarafından “Tevella Sırrı” öğretilir. Bu sır; Alevi edebiyatında ve ibadetinde sıkça tekrarlanan Haz. Ali ve Ehl-i Beyt’in yedinci yüzyılda yaşamış islam şahsiyetleri olmadığı, bu isimleri “Nur-u Celi” (en parlak ışık) anlamında kullanıldığı açıklanır.
Ayn-el Yakin safhasına ulaşanlara “Tevella Sırrı” ile birlikte “Teberra Sırrı” da öğretilir. Teberra, görünüşte Ali ve Ehl-i Beyt’i sevmeyenlerden uzak durma anlamındadır. Ancak asıl anlamı Işık Ehli (Alevi) olmayanlardan uzak olmaktır.(56)
Evreni başlatan ışıktır, ışık yaratılışın destanıdır, bu destan alevi deyişlerinde Ali adının arkasına saklanmıştır. Hz. Ali’nin aslında bir kavram olduğunu ve Alevi nefeslerinde “en parlak ışık” anlamında kullanıldığını fark edemeyen kimi araştırmacılar, Alevileri Hz. Ali’yi tanrısallaştırmakla suçlamışlardır ki bu suçlamaların yanıtı “Tevalla Sırrı”nın içindedir.(58)
İslam kamuoyunda çok sevilen Hz. Hüseyin’in Kerbela’da Yezit’in askerleri tarafından katledilişi, Alevilik içinde geniş yer tutar. Bir yandan zalimin zulmüne uğramış mağdura duyulan sempati ile geniş halk kitleleri inanışın etrafında toplanmıştır, bir yandan da inanışın aslı bu trajik olayla perdelenerek geniş kitlelerden uzak tutulmuştur. Kerbela olayı, bu yolu kuranlar tarafından tesis edilmiş, geçmişte çok yönlü fayda sağlamış bilinçli bir halkla ilişkiler politikası olarak tanımlanabilir.
ALEVİLİĞİN YAPISI
Ocak Sistemi, Aleviliğin örgütlenme biçimidir. Ocak Sitemi içinde bu sistemin dini ve sosyal önderliğini yapan “Dedelik Kurumu” temel bir öneme sahiptir. Dedeler ocakların ve bu ocaklara bağlı Alevilerin ruhani liderleridir. Dedelik bir aile kurumudur ve babadan oğula geçer Alevi dedeleri ocakzade (ocaktan doğan) denir. Dedelerin ve Dedelerin önderliğindeki ocakların kendi aralarında işleve bağlı üçlü bir hiyerarşisi cardır.
Bu üçlü hiyerarşi;
– Mürşid
– Pir
– Rehber
olarak sıralanır. Rehber Pire, Pir Mürşid’e bağlıdır. Bazı bölgelerde Pir ile Mürşid’in hiyerarşik sıralaması değişebilir. Dedelerin hizmetlerine alevi erkanı içinde “Cem yürütmek ve talip görmek” veya “Cem cemaat görmek” denir. Alevi erkanı içinde Dedelere yüklenmiş en önemli görev, Alevi inanışını yeni kuşaklara kurumsal gizlilik içinde ve sır perdeleri altında aktarmaktır. Bu görevin ifası için gerekirse her şeyden vaz geçilir. Birbirine bağlı ocaklar olduğu gibi bağımsız ocaklar da vardır. Ocaklar bir diğerine üstün tutulamaz. (64)
Aleviler kendilerini “Güruh-u Naci”, “Zümre-i Naci” veya “Ümmet-i Naci” olarak tanımlarlar. Bu üç tanım da aynı anlamda, seçilmiş ve kurtarılmış topluluk anlamındadır.
Ancak Alevi anne-babadan doğanlar Alevi olabilir ama bu tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda “Yola Girmek”, “İkrar Vermek” ve “Muhasip Edinmek” gerekir. Alevi anne-babadan doğan bir kişi bir ‘rehber’ eşliğinde İkrar verme Cem’inde ikrar vererek yola girer. Yola giren bireye ‘Talip’ denir. İkrar Verme Cem’i Alevilerin yola kabul edildikleri törendir. Muhasip edinme Aleviliğin 7 farzından biridir, erkek bireyler arasında farz kılınmıştır. İkrar verip yola giren Alevi, bütün yaşamı boyunca Alevi inanışının disiplinine uymak zorundadır. Ters davranışlarda bulunan “Düşkün” ilan edilerek toplumun dışına atılır. Düşkünlük Alevilikte en ağır cezadır. (65)
Aleviliğe kabul edilen kişi Alevi yolu içinde inanışın aslına ulaşmak için dört kapıdan (dereceden) geçmek zorundadır. Bu kapılar sırasıyle;
– Şeriat Kapısı
– Tarikat Kapısı
– Mağrifet Kapısı
– Hakikat Kapısı’dır.
Her kapının on makamı (basamak) vardır. Bu kapılar bir bakıma sır perdeleri gibidir. Alevi Sırrı hakikatine erişmek için bu dört kapıdan ve kırk makamdan geçmek gereklidir. Hakikat kapısının onuncu makamında kişi Sırr-ı Hakikate erişir. Bu makam kişinin “Yaratan içinde erimesi” halidir.
Şeriat kapısı müreitlerine “Beloğlu” denir ve semavi dinin şeriatine (kurallarına) uyulması zorunluluğu sadece bu kapıda vardır. Daha ikinci kapıda bu zorunluluk ortadan kalkar. İkinci kapı Tarikat Kapısıdır. Tarikat yol demektir. Bu kapının müritlerine “Yoloğlu” ya da seven dost anlamına gelen “Muhip” denir. Bu kapıda İslam inanışının bütün öğeleri terk edilir. Üçüncü kapı Mağrifet Kapısıdır, bu kapının müritlerine “Derviş” denir. Bu kapıda dervişlere Yaradan ile yaratılanın birliğinin anlamları öğretilir. Dördüncü kapı hakikat kapısıdır. Hakikat kapısı “Kamil İnsan” derecesidir. Bu kapının müritlerine “Baba” denir. Bu kapıda İnsan-ı Kamil yaradan ile bütünleşmiştir. (66)
Alevi inanışının sırları, bu sırları bilmeye hak kazananlara ve taşımaya ehil olanlara, kişilerin donanımları ve yeterlilikleri oranında aktarılır. Alevilikte bilgi bir yüktür ve ehil olanlara taşıttırılır. Dört kat sır perdesi altında gizlenmiş (Şeriat, Tarikat, Mağrifet, Hakikat) alevi inanışında bu sır perdeleri altında aynı kavramlara farklı anlamlar yüklenir.
İnsan Şeriat Kapısında Adem Oğludur
Tarikat Kapısında Yol Oğludur
Mağrifet Kapısında Olgun İnsandır
Hakikat Kapısında Gök Oğludur
Alevilik her isteyene açılmaz. Aleviliğin sır perdeleri ancak merak eden, istek duyan, çaba sarf edenlerin önüne açılır. Alevi inanışının önde gelenleri, Aleviliğe ilişkin tanımlamaların gerçek anlamlarını Şeriat kapısındaki Alevilere açıklamazlar. Bu yöntem binlerce yıldır bu inanışın korunmasında etkili olmuştur. Aleviliğin yaygın olduğu Anadolu, son iki bin yılında, birinci bin yılda Hıristiyanlığın, ikinci bin yılda İslamiyet’in ezici egemenliği altında kalmıştır.
– Kitabın diğer bölümlerinin başlıkları şunlardır:
ALEVİ İNANIŞINA GÖRE YARATILIŞ
ALEVİ İNANIŞINDA VARLIĞIN BİRLİĞİ
ALEVİLİĞİN BAŞLANGICI
NAAKALLER
SÜMERLER VE ALEVİLİK
TEVRAT VE ALEVİLİK
ESENNİLER VE İSA
İDRİS PEYGAMBER
HACI BEKTAŞ-İ VELİ
TURNA KUŞU
– Kitabın devamında dikkat çeken bazı düşünceler:
Alevi inanışına göre varoluşu yaratan ve yaratılan olarak bölmek, ikilik yaratmaktır. Yaratan ve yaratılan birdir, tektir. Bu tek olan Yaratan’dır. Ancak yaratılmış olan her şey, insan da dahil, bu tek olan yaradanın dışında değil, içindedir. Alevi inanışına göre en büyük, en küçüğün içinde gizlidir. Bu yüzden insan Yaradanın kendisidir. Varlığın birliği inanışı, Alevi deyişlerinde “Ene-l hakk” olarak ifade edilir. “Ene-l Hakk” ben Allah’ım demektir. Bu deyim ünlü sufi Hallac-ı Mansur tarafından 911 yılında Bağdat’ta söylenmiştir. “Ene-l Hakk” dediği için öldürülen Hallac-ı Mansur, acımasız bir şekilde öldürülmüştür. Varlığın birliği inanışı bir başka şekilde Allah’tan başka varlık yoktur (La Mevcude İllallah) olarak ifade edilir. (106)
Alevi inanışında ve Ayn-i Cem’in anlatımında göğe yükseltilen varlık Kırklar Meclisi’nde huzura alınır. Arş’ta toplanan bu mecliste göğe yükseltilen seçilmiş varlığa (Güruh-u Naci) yaratanın özü ve sureti tutturularak insan yaratılmıştır. Alevi inanışına göre insan, “elest-i bezmi” de denen Kırklar Meclisi’nde var edilmiştir. Alevi inanışının gizliliğinde Miraç, bu göğe yükseltilmeyi anlatır.(125)
Aleviliğin içinde binlerce yıldır söylenegelmiş bir özdeyiş vardır. “Hay’dan gelen Hu’ya gider.” Yaradan’dan gelen, Yaradan’a döner anlamındadır.
İdris Peygamber’in okulundan yayılan ışık Türkmen
Yazara söylemekteyim. Sen eğer alevi isen, vallahi de bunu ispat etmen için türkiyedeki bütün alevi can ların ikrar verip yemin etmesi gerekir. Önce itikadını düzelt. sonra ikrarında dur da yol düşkünü olma. Sen alevilerin içine sızmış yol yezidinden başka bir şey değilsin. asimile olmuş ve aleviliğin daha ne olduğunu bile bilmeyen, erkan nedir, ne değildir bilmeyen bir zatsın. Yazık yazık. Önce öğren sonra yazacaksan eyvallah. bunları hakaret için asla söylemiyorum. Ama bil ki eyy can…Sen alevi değilsin.
Merhaba CANLAR ERENLER VELHASIL MUMINLER BAKIN MEVLAMIZIN KITABINDA HER TÜRLÜ IBRET , UYARI, YOL GOSTERICI MESAJ EDEP ERKAN gibi nasil yasanir nasil ibadet edilir kurali MEVCUTTUR SIMDI ESAS SORU ŞU ADINIZ SANINIZ YOLUNU Z NE OLURSA olsun ” KUR’AN-I KERIM’I TÜRKÇE MEALIYLE AÇIP OKUDUNUZ MU? OKUMAYANLAR için BOSUNA YASIYORSUNUZ DEMEK HAKTIR. HER SEYE VAKIT BULUP DA EVRENIN ANAYASASI KURANI OKUMAMAK COK BUYUK AYIPTIR VE KAYIPTIR
ana baba okul devlet belki ogretemedi manasiyla ama sen bugunden tez yok internete gir mealini oku düşün oku düşün SONRA GEL TARTIS SONRA VAR BAKALIM SIRRI HAKKIKATE… HA BIR DE ŞU YALANA INANMA : KURANI BOZDULAR BAK BU YALANININ SOYLENECEGINE KARSI BIZZAT KURANDA ALLAH kelamı nin bozulamayacagi ACIK ACIK YAZMIS BU DA YAZIYOR. hatta bu kelam a benzer sözleri insanin yazamayacagini da yazmistir acikca. lutfen KAINATIN ANAYASASI OLAN KURANI OKUMADAN HAVANDA SU DOVMESIN ALEVI CANLAR. BEN DE BIR ALEVIYIM AMA HAşA KURAN DURURKEN ONCE SAZ CEM DEDE DEMEM CUNKU BUNLAR BENIM RUHUMDAKI ACLIGI DOYURAMAZ.BANA RABBIMIN KITABI KELAMI GEREKİR HA EVET ORDA KALBIN TEMIZLIGI HER DEM ZIKIR HER DEM IYILIK YUKSEK AHLAK ZATEN YAZAR VARDIR LAKIN ISTE BU IYI OLMAKTAN SONRA zor gelse de tembellik etse de BASKA BIR SORUMLULUK daha düşer INSANA beden ABDESTi NAMAZ ki SALAT EDILIR NAMAZDA KURAN.DAN ALLAHIN KELAMLARI OKUNARAK kiyam ruku SECDE EDILIR yani
( boş boş yat kalk DEGIL HAşa ) IBADET DUA ZEKAT gibi insan işine gelmeyen zor gelen cikarina ters gelen ibadet somutlastirmalari DA INSANIN SORUMLULUGUDUR. ZORDUR MANEVI VE MADDI IBADETLERI BIRLESTIRMEK CANLAR LAKIN ŞÖYLE BITIRELIM YINE KURAN ALLAHIN KELAMI KONUŞSUN
Selamın aleykum tüm ehlibeyt yoldaşları. Ben bektaşi bir ailede yetişmiş biriyim ve allahın izniyle şiaya tabii oldum. Allaha şükürler olsun. Değerli bektaşi kardeşlerim birbirimizi kırmayalım üzmeyelim biz biriz inşallah. Burada imam Ali a.s ve tüm ehlibeyt a.s dan bize delil getirin buna iman edelim. Lakin biz getirirsekte siz iman edin. Yada okuyup araştırmayı deneyin kardeşlerim. Çok uykusuz geceler geçirdim çok araştırdım uyumadım uzun süren hararetli tartışmalara girdim ve okudum ve allahın izniyle hakkı buldum. Kardeşlerim doğru yol ehlibeyt mektebi yani şiadır lütfen saygı içerisinde birbirimizi anlayarak kırmadan araştıralım. Araştıralım ki doğruyu bulalım. Düşmanlarımız kanımıza susamışlar kanımızı helal bilmişler bizim bizden gayrı kimimiz var allahtan gayrı. Hemen inkar etmeyelim belki içinde bir hak vardır. Hemen kalp kırmayalım kestirip atmayalım belki içinde bir hikmet vardır. Kulağımız duysun gözlerimiz görsün kalbimiz hissetsin yaşasın. Yapmayın rızası için. Tamam kabul etmiyorsanız araştıralım doğru ne ise ona uyalım. Hep birlikte ama. Allah cümlemizin gönlünü aydınlatsın inşallah ehlibeyt her daim yoldaşımız olsun
Kırklar ceminin tanımı ortadadır burası net değilmi ? Peygamber efendimize (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) (s.a.a) ki salavatı bile ehli sünnet gibi dile getiren alevilerin olması bilgisizliğin bir göstergesindendir. Ayrıca haşa Resuli Ekrem e yüklenen misyon ve sıradan bir kişi gibi davranışlar açıkca ifade ediyorum Sapıklığın daniskasıdır. Burada Alevi kesimden yana olduğunu söyleyip kışkırtıcılık yapanlar ve doğruları aktaranlara, irdelemeleri yöneltenlere karşı hırçın davrananlar taassuplu şahıslardır , açıkcası YOBAZLARDIR.
Lafı hiç dolandırmaya gerek yok ibadetleri kıyas etmeyeceğim fakat Alevi halkı artık uyanmalı, namaz sunnü değildir Öz Muhammedidir. İmam Ali (a.s.) nin namaz kıldığını inkar edebilir misiniz ? İmam Hüseyin (a.s.) (lanet olsun yezide) in Yezid karşısında canını vermeden Tasua gününde Rabbimize son itaatlerini ve son secdelerini kim inkar edebilir ?
Peygamberini, İmamlarını tanımayan bir kimse onların öğretilerinden bihaber olan kimseler gelmiş bugün bizlere “Alevi-Bektaşi” masalları anlatıyor. Bunun vebali büyüktür !
Sizler önce cem i namaz ı bir kenara bırakıp İmamlarımızı gerçek anlamda tanıyın, Ateist Alevi oluşumları, Alisiz Alevi oluşumları vs.. leri yada sapık bir takım çevreleri boşverin …
İşinize gelmeyincede ben ve benim gibi düşününleri ış it gibi tekfir etmeyin !
1.Siz önce camilerden siyaseti temizleyin 2.kıçınızı yıkadığınız suyun abdest aldığınız suyun parasının bizdende kesilen vergilerle karşılandığını bundan sebeb bütün aleviler haklarını helal etmiyor sizde haram edilmiş bi suyla abdest alıp namaz kılııyorsunuz 3. Bence bi veda hutbesini oku okuki birdaha ebubekire Ömer’e osmana h.z diye anma hırsız ve katilden hz çıkmaz
GELİN HEPSİNİ Bİ YANA BIRAKIP BİR OLALIM MÜMİN OLALIM ALEVİ SUNNİ OLALIM HAK YOLUNDA BİZ OLALIM GERİSİNi BOŞVERiN İNCEYE GEREK YOK YOL HAK YOLU
sen beni bi arada ben sana bi anlatayim aliyi kirklari suan Hz ali ben kirklar ben resullahin elcisi ben fatima ulan ben insanim oyle alevi sesi diye sayfa acmiycan delikanli gibi adim ….. diye sayfa acicay gereksiz tovbe hasa huzurda ondan bundan gerceksiz bilgilerle yalan yanlis salak salak konusma 5449708678 ha ALLAH YOLUNA HZ ALIMIN KILICI BOYNUM VURSUN.
Bi kere alevi değilsin sünnide değilsiniz ama İslam düşmanı olduğunuz kesin varsa bi açık adresiniz alabilirmiyim bi ziyaret etmek istiyorum sizi hak dinine davet ediyorum ister Sünni ister alevi Şafi farketmez yeterki hizmet ettiğin emperyalist dinlerden sıyrılmana faydamız olsun
Ben alevi-sünni-vahhabi gibi mezhep olaylarına şahsen karşıyım.Bu müslümanlar arasında ayrım çıkarmak için yapılmış bir çabadır.Alevilik inancı aslen Türklere farslar tarafından empoze edildiğine inanıyorum.Çünkü coğrafya bunu destekliyor mesela iran ve azerbaycan içince ciddi türk nüfusunda alevi-şii tarzı mezhepler var.Farslılar müslümanlara tepeden bakan bir toplumdu.Çünkü persler dünyaya hükmetmiş bir imparatorluktu.Mesela şianın Ömer nefreti burdan gelir.Halife Ömer devrinde İran fethedildi ve islam ile tanıştı.Hz Hüseyin ise bu şavaşta ganimet olarak ele geçen cariyelerden Sasani-Pers prensesi Şehr-i Banu ile evlendirildi.İşte bu sebepten şia Hz Hüseyine özel bir anlam yükler.Şia hz Hüseyine gösterdiği ilgi ve alakayı hz Hasana göstermez.Ben şahsen anadoluya göç eden göçebe Türklerin bu akıma kapılıp ve şamanizm ile karıştırıp harmanladığı düşüncesindeyim.Biz müslümanlar olarak Allahın aslanı Hz Ali yi bırakıp muaviyeye biat edecek halimiz yoktur.Ama müslümanlar ne suud a ne şia ya bakmadan Kuranı referans alarak devam etmeli.40 lar ceminin bu sebeple masaldan ibaret olduğuna inananlardanım.Ayrıca saç açık baş açık sazlı sözlü cemler izliyoruz ve görüyoruz bunların hangisi islam da var tartışılır.