Aleviler Ne İstiyor?
Alevilik konusu yeniden gündeme getirildi. Sebebi, yaklaşan seçimler olabilir. Aleviliğin kendi asli zeminine henüz oturmamış olması olabilir yada Avrupa Birliğinin ve özelliklede Almanya’nın çabaları olabilir. Zira ülkemizde istihbarat yada dış güçler denildiğinde genellikle akla Amerika, İngiltere ve İsrail geliyorsa da bu konuda Almanya’nın da birçok projesi olduğunu analizlerle görebiliyoruz. Sözde Alevi tv’leri açmaları, her yerleşim biriminde dernek kurulmuş olması, ateistlerle birlikte Alevilikle ilgili ders planları yapmaları ve bazı eyaletlerde uygulamaya başlamaları, bazı kuruluşlara finans desteği sağlamaları, çeşitli illerde kültür merkezleri kurmaları dikkat çekmektedir. Sadece yeni dünya düzeni çalışması değil yurt dışından Türkiye’ye getirilecek meblağlara yönelik kolaylıklar sağlanması çalışmalarının da bu ülkede çok rahatsızlık yarattığını tahmin etmek zor değil. Kim bilir belki de güneydoğuda ve Alevilik konusunda trafik bu yüzden sıkışıyorda olabilir.
Dikkat çekici bazı noktaları kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
1- Yazılı yada görsel basın-yayına Alevilik konusunda aynı kişiler çıkıyor! (-çıkarılıyorlar) sanki siyasette kurulan AKP-CHP tahterevallisi Alevilik konusunda da kurulmuşa benziyor. Bunların tümüde Aleviliğin temel sorunu olarak Cemevleri’nin resmi olarak yasallaşmasını ve cemevinin de ibadethane statüsünde kabul edilmesini çeşitli yasalarda ve özelliklede imar mevzuatında buna uygun düzenlemeler yapılmasını istiyorlar. Kamuoyuna Alevilik bu temel! ve taleplerle! tanıtılıyor ve Alevilerin böyle istediği şeklinde sunumlar yapılıyor.
Diğer talepler ise bundan sonra sıralanıyor, mesela madımak otelinin müze olması diyanetin kaldırılması veya bölüm ayrılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması konularında ise talepler daha cılız ve fikir ayrılıkları yönünde değişiyor.
2- Tüm bunlar yapılırken de bu taleplerin sözcüleri Alevilerin tümünün yasal temsilcileriymiş gibi takdim ediliyor, toplum mimarisi tepeden bu şekilde yönetiliyor ve tüm medya ve siyasi kurumlarda bu noktaya nedense! itiraz etmiyorlar.
Oysa Anadolu’da yaşayan ve kendisini Alevi kabul eden insanlara hiç danışılmadan, sorulmadan ve bu insanların temsil kabiliyetleri araştırılmadan tepeden inmeci taleplerin gerçek sebebi ve talepçisi sorgulanmadan toplum bir yerlere doğru (ki bize göre uçuruma doğru) sürükleniyor.
Topluma sorulmuş olsa ve toplumda gerçekleri biliyor olsa ‘Biz Müslüman değiliz, Aleviyiz diyen adamında ‘Hz. Ali sonradan Atatürk kılığında geldi’ diyen adamında ‘Alevi sorunu yoktur, sorun demokrasi sorunudur deyip sonradan Alevicilik oynayan’ adamında ‘Allah’a, Kitaba inanmadığını göğsünü gere gere ‘söyleyen adamında ve benzer din düşmanlığı yapan adamlarında, kültürleri İslam adı altında dayatan adamlarında kendilerini asla temsil edemeyeceğini söylerdi çünkü bilenler söylüyor ama ne yazık ki Objektif! Tarafsız! Demokrat! ve Necip! Basınımız bu çelişkileri bilmiyor! Bir türlüde öğrenemiyor! Neredeyse sebatayistlerin her yeri kapladığı tezine bizi bile inandıracaklar. Hele adı dünya Ehli-Beyt vakfı olan ve İstanbul’daki kendi binası dışında esamesi bile okunmayan vakfın bizim Çorum Ehli-Beyt vakfıyla bilinçli! olarak karıştırılıp bu tür semazenleri de bizim sözcülerimiz, temsilcilerimiz olarak kabul etmelerine gülmeli mi ağlamalı mıyız bilmiyoruz. Hadi o adam utanmıyor tamam peki ya basın? Eskiden basının bir kısmının çürüdüğüne inanıyorduk şimdi hepsi mi gitti?
3- Kişisel bazda işin bir boyutu böyle iken, ilkesel bazda durum daha da vahim boyutlara ulaşıyor.
Kelli felli diplomalı okumuş yazmış bir sürü! Adam çıkıyor ve Aleviliğin cem, semah, dede, saz olduğunu ve bu unsurların Alevi ibadetinin! temel unsurları olduğunu söylüyorlar. Daha da garibi kimse bunlara genelde İslamiyet’te özelde ise 12 imamların yani Hz. Ali’nin yolunda bu tür ibadetlerin OLMADIĞINI söylemiyor, söyleyemiyor, bizim söylememize de izin verilmiyor, yani tam bir TAŞLAR BAĞLI…. SERBEST durumu meydanda kol geziyor. Hadi bize söyletmiyorsunuz bunca İslam bilen, fıkıh, tefsir bilen milletvekili yada kurum yada kuruluş neden bu gerçeği SÖYLEMİYOR?
ALLAH’TAN (c.c) daha ÇOK KORKACAĞIMIZ BİRŞEYLER VARSA SÖYLESİNLER BİZDE bilelim!
Bundan da bizi yöneten insanların akıl ve yürek olarak kocaman değil küçük hesaplar yapan geleceği bırakın burnunun ucunu görmeyen küçük adamlar olduğu anlaşılıyor.
4- Anadolu’yu gezip Aleviyim diyenlere sorunlarını sorsanız hemen tamamından aş, iş, çoluk çocuğunun gelecek kaygısı, sosyal güvence, namerde muhtaç olmadan onurluca yaşama ve terör kaygılarının ön planda olduğunu görürsünüz.
Peki o halde bu insanlar adına cemevi ve ibadet sorununu kim neden dayatıyor? Tuzu kurular mı? Avrupa’dan beslenenler mi? Gelişen Şiilikten korkup Alevilerin önünü böyle kesmek isteyenler mi? Siyasi zeminlerde yol almak isteyenler mi ? Çünkü en kolay yollardan birisi etnik kimlikle siyaset yapmaktır fazla bir şeyler üretmenize gerek yok sistemin bazı açık noktalarını demagojik yollarla işlemeniz yeterlidir. Yoksa bunların hepsi mi?
5- Hz. Ali’nin yada 12 imamların resimlerini meydanlara yada cemevlerine asıp ‘cem, semah, saz…’ gibi Onların asla razı olmayacağı İslam dışı ibadetleri Onların yoluymuş gibi sunanların bu çelişkilerini bu ülkede gören Müslüman yok mu? Çürüme bu boyutlara kadar ulaştı mı? Eğer böyleyse bu dünya öyle veya böyle geçer gider ama biz Müslümanlar mahşerde ne yapacağız? Gelecek nesillerin böyle kirlenmelerinin hesabını nasıl veririz? Yoksa artık AKP iktidara gelince böyle dertlerimizde mi kalmadı?
6- Aleviliğin özellikle ırki yada milliyetçi bir temelde sunulması ve böyle bir zemine oturtulmaya çalışılması da bir başka çelişkili noktadır. Buradan da Aleviliğin ırksal bir sorun yapılmaya çalışıldığı anlaşılıyor, demek ki çok yakın gelecekte Kürt! sorunumuzun yanına benzer ırksal temelde birde Alevi! sorunumuz olacak. Meydanlara şimdilik sadece toplanıp nutuk atıp dağılan bindirilmiş kıtaların yakın gelecekte neler yapacağını – yaptırılacaklarını! birlikte göreceğiz. Dikkat edilirse ateistler, Hz. Ali’nin resmini yem olarak kullanarak bilgi ve fikir sahibi olmayan kitleler istiyor. Tartışma süreci bitmeden eylem sürecini başlatmak istiyor. Bu tür kitlelerin her türlü yönlendirmeye açık olduğunu artık hepimiz biliyoruz.
7- Alevilik ilkesel bir inanç yada İslam’ın Hz. Ali yorumu olarak, 12 imam yada Ehlibeyt yolu olarak kabul edilse tüm dünyada bu yolu kabul edenlerin inandığı Caferi yol olarak kabul edilse isteyen herkesin alevi olabileceği gerçeğiyle ırkçı yorum anlayışı arka planda kalacak ve evrensel bir çağrıyla pozitif olumlu katkılar getiren; İslami birliğimizi pekiştiren bir çizgi oluşacaktı. Tıpkı Farslı Selman, Habeşli Bilal, Yemenli Veysel Karani ve Arap Ammar’ın ilk Hz. Ali dostları, ilk Şiiler sayıldığı gibi.
Yoksa bu tezgahtarların istediği yeni bir kargaşa ortamı yaratmak diye mi düşünmeliyiz? Zira Alevilikte İslami bir zemine oturduğunda oluşacak Alevi-Sünni kardeşliği bazılarını korkutuyor da olabilir. Baksanıza Lübnan daki kardeşlik ilişkisi adamları ne hale getiriyor.
Kendileri ateist oldukları halde cemevi isteyen, burada yapılanların ibadet! olduğuna inanmamızı isteyen insanların başka ne amaçları olabilir ki? Sanki bu ateistler semah mı dönecekler sanıyorsunuz?
Medyaya çıkan bu adamları kendi ibadetleri! olan semahı dönerken gören var mı hiç?
Yine cahil cuhalaya ve gençlere semah döndürecekler ve yine ibadetlerini yapmayacaklar, inanmayan bu adamları izlesin görsün, şu anda tespitimizdir ülkemizde semahı savunan, semah grupları kuran kişiler asla semah dönmüyorlar.
Evet sorun karışık çünkü kafalar karışık, niyetler de kötü ama iyi niyetli ve dürüst bakışla çözüm çokta zor değil.
İşte bizim çözüm ÖNERİLERİMİZ:
<!–[if !supportLineBreakNewLine]–>
<!–[endif]–>
1- İslamiyeti biraz bilen herkes aleviyim diyende sünniyim diyende diyanetçisi, ilahiyatçısı, basını yada siyasetçisi tüm aydınlar öncelikle DÜRÜST olmalı ve ‘’Cem, semah, saz…’’ gibi unsurların Müslümanlıkta olmadığını, Hz. Ali’nin, Ehli-Beyt’in yada 12 imamların yolunda bu tür ibadet(!)’lerin olmadığını bunların KÜLTÜREL UNSURLAR olduğunu açık yüreklilikle CESARETLE söylemelidirler.
Bu unsurlar dinsel alandan çıkarılıp kültürel alana sokulmalıdır. Kimse korkmasın toplum ilk aşamada tepki gösterse bile doğrulara eninde sonunda sahip çıkacaktır. Bu gerçeklere rağmen bağıran çağıran olursa da bunların iyi niyetli olmadıkları da açıkça ortaya çıkacaktır.
Eğer bu kültürel unsurlar dinsel yada inançsal alandan çıkarılırsa bu cazgırlar zeminlerini kaybedecekler ve oyunları da tutmayacaktır.
2- İslamiyeti biraz bilen herkes aleviyim diyende sünniyim diyende diyanetçisi, ilahiyatçısı, basını yada siyasetçisi tüm aydınlar öncelikle DÜRÜST olsunlar ve Hz. Ali’nin yada 12 imamların yolunun Kuran ve Ehli-Beyt temelli bir yol olduğunu tüm dünyada bu yolun adının CAFERİLİK olduğunu, tarih boyunca kendisini alevi olarak kabul eden kitlenin kendisini Caferi olarak kabul ettiği, isimlendirildiği halde eğitim ve siyasi zaaflar neticesinde Alim ve hoca yokluğundan yollarını öğrenemediklerini ve kültürlerini dinselleştirdiklerini açık yüreklilikle CESARETLE söylemelidir. Alevilik, Hz. Ali’nin,12 imamların teori ve pratiği üzerine oturmalı ve Hz. Ali sadece isim ve resim olmaktan kurtarılmalıdır.
3- Nasıl ki biz Sünnileştirme politikasına karşı çıkmakla birlikte Sünni Müslümanları din kardeşimiz olarak kabul ediyorsak, Sünni Müslümanlarda Aleviliği ve Alevileri din kardeşi olarak kabul etmeli ve korku ve kaygılarla değil güvenle hareket edip Aleviliğin sağlıklı bir zemine oturması için çaba harcamalıdır. Bazıları gibi gizliden cemevlerini destekleyip, ibadethane olsun diye çalışıp aşikarda Sünni kılığında görünülmemelidir.
4- Birilerinin din dersi diye Sünni İslami anlayışı HERKESE dayatmasına en çok Sünniler karşı çıkmalı ve alevi varlığına bu noktada saygı duymakla işe başlanılmalıdır. Milli Eğitim yoluyla Aleviliği anlatma yada öğretme imkanı olmayacak ise zorunlu din derslerinin kaldırılması yada sadece ortak inanç noktalarının öğretilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Hatta tüm dinsel inançların en azından temel anlamlarıyla öğretilmesinin faydalı olduğunu da düşünüyoruz.
5- Cemevi, saz, semah isteyenlerin yada dedelerine, zakirlerine maaş isteyenlerin bu talepleri KÜLTÜREL bazda değerlendirilmelidir. Bu talepler Alevilik adına değil Türk yada Kürtlerin ortak kültürü çerçevesinde ele alınmalıdır. Devlet bu alana katkı yapacaksa bunu kültürel bazda yapmalıdır. Herkes semahı ve sazı kültür aracı olarak kabul etmeli, semahın basit bir oyun olduğu, isteyenin istediği yerde semah döneceği gerçeği insanımıza anlatılmalıdır.
6- Diyanet kurulduğu dönemin gerçeklerine göre kurulmuş olup toparlayıcılığını yada temel fonksiyonunu yitirmiş, hantallaşmış ve sadece bir istihdam alanı olarak kalmıştır. Bugün diyanet kendi içinde doğmatikleşmiş ve sadece Sünni inançtaki insanların diğer kurumlara memur yada işçi olarak geçişini sağlayan istihdam köprüsü durumuna gelmiştir. Herkesi temsil ettikleri iddiaları da ciddiyetsiz demagojidir. Bırakın Alevileri diyanetin gerçek Sünniliği temsil ettiği dahi ayrıca tartışılmalıdır.
Yeni sivil anayasa mutlaka yapılmalı ve bu anayasayla da diyanetin kaldırılması ve dinsel cemaatlerin özerk yada yarı özerk statülere kavuşturulmasına olanak sağlanmasının daha sağlıklı olduğunu düşünüyoruz. Belki başlarda bazı sıkıntılar yaşanabilir ama uzun vadede iyi niyet ve samimiyetle bu sorunda tıpkı diğer alanlardaki özerk yapıların yerleştiği gibi aşılacak sorun olmaktan çıkacaktır.
Yine diyanet bütçesinin hesabını sorarken bakışların sadece diyanete yönlendirildiğini görüyoruz. Eğer vergimizin hesabını helal yada haram yerlere harcanıp harcanmadığını sorgulayacak isek tüm kurum ve kuruluşları göz önüne almamız daha tutarlı olacaktır. Milli Eğitimi de, savunmayı da, maliyeyi, iç işlerini de vs… aynı titizlikle sorgulamalıyız, Vergimizi nereye harcıyorsunuz ? diye.
7- Sadece Madımak’ın müze olması talebi haksız ve kötü niyetlidir, eğer bu insanlar iyi niyetliyse başkentte bir UTANÇ MÜZESİ kuralım ve o müzede tarih boyunca yapılan kitlesel yada bireysel tüm katliamları cesaretle sergileyelim. İçinde Kerbela da olsun, Yahudi katliamıda olsun, Filistin katliamları da olsun, Kızılderili katliamı da olsun, Avrupalıların katliamlarıda olsun, Osmanlınınkilerde olsun. Dersim, Maraş, Çorum vesair katliamlarda olsun, başbağlar katliamları da olsun, gelin böyle yapalım ve dünyaya örnek olalım bir ilki gerçekleştirelim, insanın CAN GÜVENLİĞİNİ bu müzeyle yüceltelim.
8- İktidardaki Müslümanlar! İslam dışı ve batıl olduğunu bile bile cemevlerine dede yetiştirme, cemevlerini ibadethane statüsüne alma ve buralara dede, zakir atama suretiyle olayı dinsel yada inanç alanına çekmekten derhal vazgeçmelidirler. Her ne kadar buralara diyanet hocası atamayı düşünüyorlarsa da hevesleri kursaklarında kalacak sadece batıla hizmet etmekle kalacaklardır. Bu yapılanmaları isteyenler karanlık düşüncelilerin gerçek gücünü henüz göremiyorlar.
Sorun hepimizindir, çözümde hep birlikte aranmalıdır.
Son olarak;
Ömürlerini Hz. Ali’nin yolu uğruna harcayan,12 imamların fikirleri gelişsin diye yaşayan ve onların pratiklerini her şey pahasına savunan insanlar olarak BİZLER ALEVİ KABUL EDİLMEYECEĞİZ, şii yada Caferi diye dışlanacağız, ama Allah’ı, kitabı, mahşeri apaçık İNKAR EDEN kişiler yada açıkça inkar etmeyen ama İslamiyete cem, semah, saz gibi kültürel unsurları sokup bunları ibadet diye tanıtan insanlar ALEVİ KABUL EDİLİP MEDYADA CİRİT ATACAKLAR, öylemi?
Gerçek hak sahiplerinin sözleri değil ciddiyetsiz, samimiyetsiz ve tutarsız insanların sözleri Alevilerin talebi olarak ciddiye alınacak öyle mi?
Ve bu işte rolü, parmağı yada sebebiyeti olan sözde Müslümanlarda kıldıkları namazdan, tuttukları oruçtan ve yaptıkları hacdan medet umacaklar, şefaat bekleyecekler öyle mi?
Tüm bunları haşa Allah ta görmeyecek, bilmeyecek öyle mi? Bakalım Allah (cc)’ın PUSUSU nasıl kurulacak?
Netice olarak;
Mahşeri hesap kaygısını, ortak vatan kaygısını, aş, iş kaygısını, onurlu yaşam kaygısını ön planda tutarak bilgili, takvalı, tutarlı ve dürüst olursak sorunu en az zararla atlatırız düşüncesindeyiz.
Ehli-Beyt Vakfı basın sözcüsü
Teoman Şahin
Teoman ŞAHİN
Latest posts by Teoman ŞAHİN (see all)
- Semahı İbadet!!! Kabul Edenler İçin Samimiyet Testi - 24 Kasım 2014
- Aleviler Silahlanmak Zorunda…..mı? - 08 Ağustos 2014
- Alevi Aydını Şeriatçı Hz. Ali’yle Yüzleşmelidir - 27 Mart 2014
- Cami-Cemevi Projesine Neden Karşıyız? - 14 Eylül 2013
- Dedelere Maaş Bağlamanın Anlamı - 06 Temmuz 2013