Alevi Düşüncesinde Tavsiye Edilen Açılımlar
Analitik düşünce sistemi çerçevesinde herşeyi konuşabilmeli,hoşgörüyle tartışabilmeliyiz.Tabular yada putlar başka türlü yıkılmaz ve bilmeliyiz ki Tek bir Allah’a tapmadıkça put yıkmakta yeterli değildir ve yine bilmeliyiz ki Allah’ın dosdoğru yolunu bulamadıkça Allah’a inanmışlığımızda eksiklidir, ayıplıdır. Şüphesiz her inanç sahibi kendi yolunun dosdoğru olduğuna inanır ve bizlerde sözünü ettiğimiz dosdoğru yolun Hz.Muhammed’in gerçek takipçisi,hidayet rehberi ,ilim şehrinin kapısı Hz.Ali’nin yolu olduğunu biliyoruz,başka bir deyişle Ehli Beyt yada 0niki İmamların çizgisinin dosdoğru yol olduğuna inanıyoruz.Bu anlamda günümüz koşullarında bazı açılım yada önermelerin hassasiyetle düşünülmesini tavsiye ediyoruz.:
1-Bu çizgi ‘Ali’yi sevmek alevilikse bende aleviyim’ tekerlemeleriyle ifade edilebilecek kadar içi boş, demogojik, popülist, köylü kurnazı bir yol değildir. Bu yol ‘Eline beline diline‘ türünden bir yada birkaç sloganla ifade edilemeyecek kadar anlam yüklüdür. Ali çizgisinin sağlam ve tutarlı teori ve pratik açılımları olduğu asla unutulmamalıdır.
2-Hz.Ali hiç şüphesiz son Peygamberin takipçisidir ve son Peygamberde gelmiş geçmiş tüm peygamberlerin ulaştırmak istedikleri nihai tekamül odağıdır. Bu anlamda Vahyin ilk peygamberden sonuncusuna kadarki yolculuğu dikkate alındığında Aleviliğin genel anlamda ilk peygamberden başladığını özel anlamda da son peygamber’in vasisi Hz.Ali’nin çizgisiyle isimlendirildiğini söyleyebiliriz. Başka bir yaklaşımla Hz.Ali’nin fikirlerinin olmadığı yada dışlandığı bir çizginin adı alevilik olamaz. Herkes Hz.Ali’yi, fikirlerini, hedefini sağlıklı kaynaklardan incelemeli Alevi olup olmayacağına karar vermelidir.
3-Alevilik evrensel bir çağrıdır ,Mesajı tüm zamanlara ve insanlığadır. Belli ilkeleri olan inanç sistemidir, İslamın özüdür. Kısaca bir insanın soyu, sopu, rengi, ırkı, milleti yada ülkesi, cinsiyeti yada sınıfı ne olursa olsun Hz.Ali’nin imametini, fikirlerini en azından teorik olarak kabullendiğinde o kişinin alevi olduğunu söyleyebiliriz.Hz.Ali’nin eserleri yada fikirleriyle desteklenmeyen hiçbir görüşü kim söylerse söylesin Alevilik adına savunamayız.
4-Bizler Alevi olarak atalarımızın yoluna değil son Resulün yoluna, Oniki İmamların yoluna uymakla sorumluyuz. Bizi atalarımızın yolu değil Hz.Ali’nin yolu kurtaracaktır, onurlandıracaktır, izzet kazandıracaktır. Hiçbir inancımız, sevgimiz, atamız ana, babamız da dahil olmak üzere Oniki İmamların önüne geçmemelidir. Her neyi ve her kimi severseniz sevin ama yeter ki onları Ehli Beyt düşüncesinin önüne geçirmeyin, suyun doğal akışına set çekmeyin, çektirmeyin.
5-Alevilik düşüncesini anlamlı kılan şey Allah(cc) ve son resül Hz.Muhammed(sav) inancıdır. Alevilik ve Hz.Ali çizgisinin bu temel dışında bir temele oturmasına göz yummak yada güncel deyişle Ali’siz bir alevilik gayreti ancak ve ancak şeytani ve yezidi bir amaçtır ve dilleriyle ifade etmeseler bile bu düşüncede olanların gayretleri açıkça görülmektedir.
6-Bizler Aleviyiz, Ehli Beytçiyiz, Caferiyiz, Oniki imamcıyız, şia yada şiiyiz. Bizler sünni, bektaşi, solcu yada sağcı değiliz ve bu söylemler her yerde açıkça söylenmelidir. Yine Kur’andan, Hadisten, Ehli Beytten, namaz ve oruçtan bahseden herkesin bu anlayışlarını Oniki İmamlar çerçevesinde ortaya koyup koymadıklarına göre değerlendirmeliyiz. Genel kabul gören söylemler dışında kişilerin hayat pratiklerindeki unsurlara, siyasi ve ilmi tutarlılıklarına ve ilişki içinde olduğu kişilere de bakmalıyız.
7-Alevi aydını olarak özellikle bektaşiliğin yer edinme konusunda olağanüstü dikkatli olmalıyız. Osmanlının sünni bir tarikatı olan ve sünni Hacı Bektaş’ın ölümünden yüzyıllar sonra Osmanlı tarafından örgütlenen ve osmanlının eli her zaman kanlı yeniçeri ordusununda manevi piri kabul edilen bu ocağın isminin alevilikle birlikte anılmasına karşı durmak önemli bir mücadele mevzisidir. Alevilik ve bektaşiliğin birlikte anılması, kullanılması bize yapılacak en büyük ihanettir. Son yüzyılda masonların, sebatayist ve yahudilerin etkisi altında Alevileri sürekli zehirlemeye çalışan bektaşilik öncelikle, hemen, acilen mahküm edilmelidir. Herkes bektaşi olmadığını açıkça deklere etmelidir. Bu acil panzehir hükmündedir. Unutmayalım ki sistemlere dalkavukluk ne kadar yanlışsa halka dalkavukluk etmekte o kadar yanlıştır. Her alevi aydın ve öncü görevindedir ve görevini yapmalıdır.
8-Cem, semah, saz, dede, baba gibi unsurlar kültürel unsurlardır ve öylede kalmalıdır. Bu unsurları alevilik adına, din adına, Ali adına kim savunursa her alevi her ortamda buna karşı çıkmalı, çıkamayacaksa o ortamı terk etmelidir. Bu asırların kavgasıdır, kaygısıdır. Bu geleceğin kavgasıdır ve O gelecek bizim yaptıklarımız yada yapmadıklarımızla şekillenecektir.
9-Belli kuruluşların cem, semah, dede, baba, saz, anadolu aleviliği, alevi-Bektaşilik isimleri altında topladıkları insanları incelediğinizde bunların maddi ve manevi rant peşinde koştuklarını, bu toplantıların halkı Hz.Ali’nin yolundan uzaklaştırmak için tertip olduğu arka planda karanlık güçler olduğu açıkça görülecektir. Bunu sadece söylevlerine dikkat ederek dahi anlamak mümkündür.
10-Herkes fikri ve sanatıyla elindeki her imkanla bu tarihi mücadeleye katılmalıdır.Şiirle,resimle,besteyle vs vs her neye gücünüz yetiyorsa hatta hiç gücünüz yoksa bile Hz.Ali’nin fikirlerinin öne çıkabilmesi için dua edin. Oyun bozmak ta hak batıl mücadelesinin önemli parçasıdır, Yaparken bozmakta zorundayız, bozarken yapmakta zorundayız. Bozmazsak sağlıklı bir yapı kuramayız, Onların oyunlarını bozmaktan asla vazgeçmeyin, Alevi aydın olmak zorundadır ve Aydın yapmanın yanında bozmakta zorundadır.Cem, cemevi, saz, dede, baba KÜLTÜRDÜR VE ASLA BU UNSURLAR DİNSEL ALANA GİREMEZ, GİRMEMELİDİR, Gelecek nesillerin yükü bizim üzerimizdedir. Söz ve eylemlerinizin mahşer günü karşınıza çıkacağını asla unutmayın.
11-Cemevi yapımı söz konusuysa açıkça karşı konulması zorunludur. Cami yada mescid yapımı söz konusuysa mutlaka bunun diyanetten bağımsız, özerk olması zorunluluğu dile getirilmelidir. Bunu başaramayacağına inanan, buradaki mücadele ve inatlaşmayı göze alamayan cami yapmasın ve camilerden de bahsetmesin. İbadet yada namaz cami dışında da yapılabilir. Yeryüzünün her yeri bizim için secdegahtır.Cemevleri ve diyanet camileriyle Alevilik gelişemez, tarihi süreç bunu doğrulamıştır.
Kısacası Cemevi yapan, yaptıran, bin yıl öncesinden Hz.Ali’ye, Bin yıl sonrasında kendi soyundan gelen kuşaklara ihanet ediyor demektir. Cem dede, semah, saz çerçevesinde bir anlayışı Alevilik adına savunan HERKES toplumsal sözü, kariyeri, karizması, devletsel büyüklüğü ne olursa olsun Hz.Ali’nin karşı cephesindedir.
12-Mevcut siyasi yapı Alevi düşüncesi bakımından kısır, fakir, etkisiz ve diptedir. Meclise pazarlıklarla sokulan Alevi diye lanse edilen kişilerinde Hz.Ali yada Oniki İmamların fikirleri anlamında bir kaygıları, sorunları yoktur. Bu anlamda bulunduğumuz çerçevede siyasi yapılanmalara destek için çaba göstermek, onların kısır çatışmalarının içine girmek, akrep yada yılandan hangisinin genel başkan olacağına kafa yormak zaman kaybetmektir. Öncelikli sorunumuz Hz.Ali’nin fikirlerini öğrenmek ve yaşamsal kılmaktır, uygulamaktır. Öne çıkarmaktır, zirvede tutmaktır.
13-Neslinize, soyunuza bırakacağınız en güzel miras evdeki kütüphanelerimizdir. Kitaplığınızda Hz.Ali’nin, 12 imamların temel kaynaklarını bulundurun. TARİH SİZİN EVİNİZDE YAZILIYOR. Unutmayın .
14-Anne ve baba demeyi öğrenen her çocuğunuza 12 imamların isimlerini de ezberletin, bu ezber o zalimlerin ezberlettiklerini bozacak en büyük ezberdir,unutmayın.
15-Devletin herhangi bir unsurunun cemevleri tavrı sizi yanıltmasın, yapılan her cemevinin temelinde devletin, diyanetin ve uzantılarının maddi ve manevi desteği vardır. Diyanetin cemevlerine karşı çıkışının ince, politik ve kendi tabanına yönelik bir tutum olduğunu iyi bilin. Her cemevinin temeline inin, arka plandaki destekçilerine bakın, ön plana çıkmış kişilerin ilişkilerine bakın planı göreceksiniz. Birilerinin buralardaki dedelere ve diyanetten gönderilecek sünnileştirme görevlisi hocalara maaş bağlama hazırlığında olduklarını bilin.
16-Dünyanın her tarafında olduğu gibi ülkemizde de müthiş bir hak, batıl mücadelesi vardır. Alevilikte bu mücadelede bir sahayı yada alanı kapsamaktadır. Söylediğimiz şeyler bu saha çatışmasında sizlere yardımcı olacak, düşüncenize derinlik, genişlik kazandıracak küçük gözüken ama etkisi büyük olan pratiklerdir. Bu pratikler tarihin süzgecinden geçerek sabitlenmiş doğrulardır. Bunlar şüphesiz yeterli değil ama gerekli hamlelerdir, yol açıcıdır, turnusol hükmündedir.Tüm doğma yada tabulardan arınarak düşünüldüğünde ne söylemeye çalıştığımız kolaylıkla anlaşılacaktır.
Dünyadaki hiçbir oluşuma kayıtsız kalamayız, dua yada beddularımızla Mazlumların yanında, zalimlerin karşısında olduğumuzu bilmek zorundayız.
Eğer O’nun varlığına inanırsak;
O’nun gelmesi için çalışırsak;
O’nun önderliğine layık olduğumuz an O gelecek ve tüm dünya adalet ve merhametle yönetilecektir.
O’nun lakabı MEHDİ’dir.
Onikinci İmamın kendisidir.
Allah’ın selat ve selamı Şanlı Resulüne,Ehli Beytine,Oniki İmamlarına ve Onların yolundan yürümeye çalışanlara olsun.