Pir Sultan da Namaz
Odkan ERDENAY
Meşhur bir kanıdır: “Alevîler namaz kılmaz” Niye kılmaz? “Hz. Ali camide öldürüldü de ondan” Yahut “Hz. Ali onların namazını kılmış.”Bu kadar saçmalık, bu kadar cahillik ancak “bönlük derecesinde saflık” ile yahut bir sabotajla izah edilebilir.
Ben, kendi payıma başka bir izahını bulamıyorum.
Doğrudur; bugün için Alevîlerin elzem bir kısmı namaz kılmamaktadır. Bu, durumun tespitidir. “Neden kılmazlar” sorusuna gelince, bunun nedenlerini Aleviliğin Anadolu’daki tarihinde ve bu tarih boyunca onu kuşatan bağlarda
aramak lazım.
Alevîlik, Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail Hatayî arasında vukuu bulan Çaldıran Savaşı’yla bir dönüm noktası yaşamıştır. Bu savaştan sonra Anadolu’da yaşayan Alevîler, bağlı oldukları ilim ocaklarından (medreselerden) koparıldı. Alevîler Ehl-i Beyt’in yazılı kaynaklarından bîhaber hale getirildi.Bugün Anadolu’nun neresine giderseniz gidin Alevîlerin yerleşik olduğu köyler genelde dağlık yerlerdedir. Alevîler yüzyıllarca ilmin ve sanatın beşiği olan şehirlere inemediler. Din adamları tedrici olarak yok edildi. Din adamlarını yetiştiren kurumlarda Ehl-i Beyt ilmi öldürülünce doğal olarak yeni yetişen din adamları ve halk da Ehl-i Beyt ilminden uzaklaştırıldı. Tedrici olarak devam eden bu süreç Cumhuriyetin ilanına kadar devam etti.
Alevîler, tarihleri boyunca hiç namaz kılmadılar mı? Yahut bu durum toplumsal yaygınlık kazanmadı mı? Yaptığım araştırmalar, Çaldıran Savaşı öncesinde Alevîler arasında namazın yaygınlık kazandığını gösteriyor. Bunun en iyi ispatı hâlâ Alevîler tarafından büyük bir şevkle okunan deyişlerimizdir.
Alevîlerin ulu saydığı birçok ozanın şiirlerini okuduğumuzda otaya çıkan tek sonuç şudur: Kur’an ve Ehl-i Beyt.
Acaba Allah’a iman etmediğini, Hz. Muhammet’in risaletine inanmadığını, Kur’an-ı Kerim’i tanımadığını, Müslüman olmadığını söyleyen bir tek ozana bile rastlanmış mıdır?
Son zamanlarda Alevî ozanlarının deyişlerini saçma-sapan yorumlayan oryantalistlerin peşine takılan bazı dönme – devşirme takımı satılık beyinleri saymazsak, Alevî edebiyatının Kur’an ve Ehl-i Beyt’ten başka bir şey ihtiva etmediği kabul edilmiştir.
Elbette, şunu da gözden kaçırmamak gerekir ki, Alevilik, halen de tedrici olarak yozlaştırılmaktadır. Bakınız burada sizlere çarpıcı bir örnek vermek istiyorum.
Allah rahmet eylesin, dedemden kalma bir kitap var; 1940’larda Latin harfleriyle yazılmış. Kitabın adı: İmam-ı Cafer Buyruğu. Bu kitapta Muaviye’ye sorulan ve onun cevaplayamadığı 100 soru ve cevabının olduğu bir bölüm var. Buradaki sorulardan birisinde “Namaz kaç vakittir, ne zaman farz oldu?” diyor. Cevabında ise namazın beş vakit olduğu ayet ve hadislerle ispatlanmış. Ayrıca bazı kitaplar kaynak olarak gösterilmiştir ki, burası daha önemlidir. Çünkü bu kitaplar Kafi, Fakih, Ayaşi’dir ve bunların tamamı bugün Şiîler tarafından itibar edilen hatta temel sayılan kitaplardan
bazılarıdır. Geçen birkaç yıl içersinde aynı kitabın yeni basımlarına baktım. Saçma sapan açıklamalar yazılmış. Kitabın muhtevası değiştirilmiş. Namaz beş vakit değilmiş. Salât, dua demekmiş. Halil Öztoprak yazdığı kitapta açıklamışmış. Daha onlarca safsata. Son elli yılda yaşadığımız bu örnek bile Alevîliğin Çaldıran’dan sonra geçirdiği yozlaşmayı açıklaması açısından önemli.
Konumuz namaz. Ben, bu yazıda Alevîlerin ulu ozanlarından birisi olan ve Alevîliği hususunda hiç kimsenin, Allah kulunun itiraz edemeyeceği Pir Sultan Abdal’ın şiirlerinden hareketle “beş vakit namaz” konusu ele alacağım.
Pir Sultan Abdal şiirlerinde defalarca nazmın beş vakit olduğunu yinelemiştir. İşte buna bir örnek.
“Pir Sultan Abdal’ım ölürüm deme
Kıl beş vakit namaz kazaya koma
Sakın bu dünyada kalırım deme
Tenim teneşirde, özüm saldadır” (ASLANOĞLU, S.334)
Şiirinde Pir Sultan Abdal namazların kazaya kalmasını bile istememektedir.
Bir başka şiirinde ise Hz. Muhammed ile Hz. Ali’nin beş vakit namazlarını kıldığını şu şekilde ifade etmiştir.
“Kanı bizden evvel gelen
Beş vaktini tamam kılan
On parmağı pınar olan
El Muhammet Ali’nindir” (SAMANCIGİL, S.154)
Öyle ki, belinde Zülfikar olan beş vakit namazın farzını kılanı bile sormaktadır Pir Sultan Abdal. Kimdir sahi, beş vakit namazını kılan Zülfikarlı yiğit?
“Kaç pir gördün ser-çeşmenin gözünde
Melekler çağrışır arşın yüzünde
Zülfikar belinde Mil Denizinde
Beş vaktin farzını kılan kim idi” (ASLANOĞLU, S.436)
Öyle ya, abdest olmadan namaz olmaz. Bakın abdestten de bahsediyor Pirimiz Pir Sultan Abdal:
“Eba Müslim şu cihana gelmeden
Âdem Ata geldi piri gördün mü?
Abdest alıp namazını kılarken
Üzerine inen nuru gördün mü” (ASLANOĞLU, S.363)
Peki ya ezan? Ezan, namaza çağrı değil midir? Pir Sultan Abdal’ın yaşadığı köyde ezan da okunur? İşte şahidi:
“Sabahınan kalktım ezan okunur
Ezan sesi kulağıma dokunur
Duyar düşmanlarım kına yakınır
Uyan Muhammed’im, sinem bülbülü (ASLANOĞLU, S.364)
Hac ile namazı birlikte ele aldığı bir şiirinde ise şunları söylemektedir:
Kâbe’nin yapısı, bina yapısı
İman etse asilerin hepisi
Beş vakit okunur Ayet-el kürsi
Ya Muhammet sana imdada geldim” (ASLANOĞLU, S.128)
Kâbe nedir? Beş vakit nedir? Ayet-el kürsi nedir? Ve Muhammed kimdir? Neden imdada gidilmektedir?
Bir başka yerde ise namazın farzlarından ve sünnetinden bahsetmektedir ki, buna da dikkat etmek lazımdır.
“Ben de erler meclisinde bağlandım
Farzı kıldım, sünnetinde bağlandım
Dünya satranç imiş, geldim utuldum
Kendi hayalime dalmışa döndüm” (ASLANOĞLU, S.295)
Pir Sultan Abdal’a göre beş vakit namazı müminler kılar. İblis ise inkâr içindedir ve onu Hakk’a doğru döndürmek mümkün değildir.
“Gelin zikredelim Gani Hüdayı
Müminler eyler beş vakit edayı
İnkâr işitmiştir İblis sadayı
Onu Hakka doğru döndüremezsin” (ASLANOĞLU, S.450)
Namazı kılarken de onun ahlaki boyutunu yaşamak lazımdır. Namaz, ayette de bildirildiği gibi insanı kötülüklerden alıkoymuyorsa namaz değildir.
“Nefse uyan Hakka uymuş değildir
Gaziler namazın kılmış değildir
Bu gezen abdallar derviş değildir
Arkasında hırka şal olmayınca” (ASLANOĞLU, 89)
Namaz, secdeye inmektir ve seyir içinde seyir etmektir. O ruhaniyeti ve gönül yolculuğunu yaşamaktır.
“Göl içinde çarha döner
Susuzluktan bağrı yanar
Müminler secdeye iner
Seyir var, seyir içinde” (ASLANOĞLU, S.190)
Bildiğimiz gibi, Ehl-i Beyt fıkhında eğer ibadet yapmak isterseniz ve bazıları sizi zor kullanarak engellemişse o ibadeti yapmış sayılırsınız. İşte abdesti aldırılmayan ve namazı kıldırılmayan Pir Sultan Abdal, ibadetlerini kabul edilmiş saynaktadır.
“Alınmış abdestim aldırırlarsa
Kılınmış namazım kıldırırlarsa
Sizde Şah diyeni öldürürlerse
Ben de bu yayladan Şah’a giderim” (ASLANOĞLU, S.290)
Şimdi de Pir Sultan Abdal’ın dilinden namazla ilgili diğer şiirleri:
“Gönül ne yatarsın gaflet içinde
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile
Özünü zulümden kurtaram dersen
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile
Evliyalar enbiyalar varisi
Kalkar hacet diler gece yarısı
Çağrışır, ötüşür arşın horozu
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile
Evliyalar, enbiyalar bilüşür
Müezzinler Allah Allah çağrışır
Gökte aziz melaikler seğrişür
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile
Allah’ım cömertsin, cömert ganisin
Halil gelsin, hülle donu biçilsin
Rabbim uyumazken sen ne uyursun
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile
Pir Sultanım sevdiğine ağlasın
Yezitler bağrına kara bağlasın
Mümin kullar dergâhına eylesin
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile” (ASLANOĞLU, S.95)
“Yetmiş iki buçuk millet dileği
Yaradana yalvarırlar sabahtan
Ol demde seğrişir arşın meleği
Yaradana yalvarırlar sabahtan
Kul olanın uyku kalmaz gözünde
Gezmeyelim kör şeytanın izinde
Dağ horozu öter arşın yüzünde
Yaradana yalvarırlar sabahtan
…
Pir Sultan Abdal’ım kırklar yediler
Seherde ötüşür kumru dudular
Hacet kapısına hacet dediler
Yaradana yalvarırlar sabahtan (ASLANOĞLU, S.300-301)
“İkindi namazı çıktık bu yandan
Gözüm korktu hıyan oğlu hıyandan
Kırıldı kollarım düştüm izandan
Aman Sultan Hızır carıma gel gel” (ASLANOĞLU, S.443)
amma yaptım kuran okumazmısın sen eğer okusaydın namazın uc vakit olduğunu anlardın… bi kere başta yanlışa düşüyon… bana ne senin şuraya buraya bakmandan kuran her şeyi söylüyor zaten… başka lafa gerek yok….
Sevgili kardeşim
Sanırım bir hataya düşmektesin. Zira namaz üç değil beş vakittir. Ancak bu vakitlerden öğle vakti ile ikindi vaktini ve akşam vakti ile de yatsı vaktini birleştirmek sünnettir. Yani Peygamber Efendimizin yer yer birleştirerek kıldığı ve yer yer de ayrı ayrı kıldığı görülmüştür.
Yani birleştirerek de kılabilirsin birleştirmeden de kılabilirsin. Ben birleştirerek kılmayı tercih ediyorum. Zira işimi yapmam için büyük bir kolaylık sağlıyor. Ancak başta da söylediğim gibi Kur’an’da geçen namaz vakitleri 3 değil 5’tir.
Kuranda ikindi ve yatsı da geçer ey cahil insan. Doğrudan ismi yazmaz ama “akşama yaklaşırken” der ikindi için. Yatsı ise birebir yazar.
Namaz 3 vakit degil 5 vakittir. Ama 3 ögünde kilabilirsin.
alınmış abdestimi aldırırlarsa kılınmış namazımı kıldırırlarsa derken Şia’lar abdest alırken dirsekten ele doğru abdest alır ehli sünnet elden dirseğe doğru ehli sünnet ayağı yıkarken şia ayağı mesh eder şia namazı kılarken eli yukarı doğru açarlar el bağlamazlar sübhaneke ettehiyatu okumaz selam vermeden namazı tamamlarlar
Namaz 3 vakit degil 5 vakittir. Ama 3 ögünde kilabilirsin.
bir yerde gördüm bu dizeler değiştirlmiş diyolar doğrumu lütfen birirniz desin
Alevigenç can
birbirini tutmayan deyişler var buda pir sultan adına bazılarının deyiş uydurduğu eklemeler çıkarmalar yapıldığı anlamına geliyor onun şöjhretini adını kullandıkları gerçektir bunu birçok araştırmacı teyit ediyor
biz düvezi imam denilen tür dışındaki şiirlerin pir sultana ait olmayabileceğini düşünüyoruz
farzedelim bu şiirler Pir Sultan Abdal Hazretlerinin değil. Kim onun adını kullanarak şiir yazar? Onda ifna olmuş kişiler. Aynı Yunus Emre’den sonraki Yunus’lar gibi. Ben birinde ifna olacağım ve onun karşı çıktığı şeyi yazacağım? Yok böyle bir şey.
Herşey Kur’an’da zahiren yoktur. Habibullah’ta vardır. Tabiri caizse Kur’an, Resullullah’a hitaben yazılmış bir hilyedir.
Bu arada, herşeyi Kur’an’dan bulurum diyenler umarım meal okumuyorlardır. Bir adamın Kur’an’dan anladığı şeyi okuyup Kur’an okudum demek çok komik geliyor bana.
hz ali camide şehit oldu diye cmiye gitmezler.namaz kılmazlr.peki hz ali efendimiz yemek yerken ölseydi bu namaz kılmayan aleviler yemek yemicekmiydi?
Kardeş,biliyorsunuz Alevilerin Yedi büyük Ozanı var:
Yemini
Nesimi
Virani
Hatayi
Kul Himmet
Fuzuli
Pir Sultan
LÜTFEN;
Bu Ozanlardan da Özellikle Namaza ve Ramaan Orucuna dair deyişleri ekleyiniz.ALLAH RIZASI İÇİN.
Saygılar 🙂
“Kulhuvallah Sübhanallah” din kamçısı,
Oruç, namaz, tespih, tehlil Hak elçisi,
Pir-i Kamil taliplerin yol başçısı,
elimi tutup yola koy “Entel Hadi” (21. Hikmet)
Hoca Ahmet Yesevi
Namazı sorarsan ağız tadıdır
Şeriatın edebidir ududur
İkindi sekiz akşam yedidir
Pir İmamlık etti kıldık namazı
Gözünü sevdiğim güzel Muhammed
Sana hizmet etsin Sefil Kul himmet
On yedi farz ilen yiğirmi Sünnet
Pir İmamlık etti kıldık namazı
Kul Himmet
Peki Kuran’da şekli vaya 5 vakit ayet varmidır