Barışı ve Kardeşliği Katlediyorlar

Karanlık bastırdı iyiden iyiye…

Zulüm dayanılmaz oldu… Zalimler mazlum, mazlumlar zalim sayılır oldu. Feryatlar göğe yükseldi…

Canların boğazlanır oldu, yoldaşların…  Tekbir sesleriyle boğazları kesilen insanların… Çığlıklarını duymaz mısın?

Ya vahşi köpeklerin, onları besleyen efendilerinin homurtularını…

Asırlardır yüreğimizde katmerleşen yaraları kazıyorlar… Kerbeladan kalma…

Sen Ey aşkı,  acısı yüreğimizde yaşayan…  Sen gittin ya o günden beri; yezidin çocukları hiç durmadılar, yorulmadılar, doymadılar kan içmeye…  Kâh hınzır paşa, kuyucu, kâh yavuz,  Osman, Nurettin Dawit…  Adları farklı ama simaları hep aynı. Sinsi, hain, vahşi.  Evrimlerini tamamlayamamış her biri bir melun.

Sen gittin ya o akşamdan bu akşama hiçbir şey değişmedi.

Ne yüreğimizde ki sevdanın sonsuzluğu,  ne ayrılığının sonsuz acısı azaldı!  Ne de HAK, Muhammed, Ali feryatlarımız!

Şam da kan var dostlar. Seyyide Zeynebin kabri ayaklar altında.  Her gün onlarcası katlediliyor canların Basra da,  Şam da, Beyrut’ta…

Peygamber çocuklarının,  seyitlerin mezarlarını yıkmıyor;  mezarlarından kemiklerini çıkarıyor kana susamış…  Bin dört yüz yıldır sönmemiş yüreklerinde ki nefret ateşi!

Bir can vurulmuş musalla taşında.  Ama cemevi diye ne bürokratlar ne askeri erkân gelmiyor cenazenin başına.  Hatırladınız mı Dostlar? Seyit Rızanın sofrasına oturmayanları; Alevinin yemeği yenmez diyen.

Irak ta kan var dostlar!  Bahreyn de!  Suriye’de!  Lübnan’da!   Yemen de  Kan var!

Dersim de!  Çorum da! Maraş ta! Sivas ta!

Her nere de ehlibeyt dostu varsa kan var dostlar katliam var.   Her nerede Ali’yi seven varsa zulüm var dostlar. “Bir dağ bile olsa.”

Her nerede zulme, emperyalizme boyun eğmeyen, her nerede faşizme diz çökmeyen varsa, onurlu güzel insanlar yaşıyorsa,   her nerede on iki imam taraftarı mazlum Müslümanlar varsa: Katliam, işkence, ölüm var dostlar.  Küresel çetenin parası ve silahıyla kan döken ihaleci mücahitler var.

O gün Kerbelada peygamber ciğerparelerini boğazlayan otuz bin başlık çakal sürüsü, bugün Suriye de Lübnan da Irak ta Bahreyn de Alevileri-Şiileri boğazlıyor.

Bilişsel gelişimi ve kronolojik yaşı henüz sosyolojik realiteleri anlayacak, kavrayacak yeterlilikte olmayan küçücük çocuklara bile “Alevilerden ve Şiilerden nefret etmeleri telkin ediliyor dostlar.

ABD ve İsrail in en sevdiği muhafazakâr, selefi, mukaddesatçı beyinler Katolik ve Siyonist kardeşleriyle el birliği yapmış, yemin etmişler, ALİ’ ye taraf olan kim varsa katletmeye.

O gün güç ve iktidar sahibi muaviyenin sarayında çanak yalayan ve ehlibeytin katline fetva verenlerin takipçileri, bugün coninin beyaz sarayında çanak yalıyor ve Alevilerin-Şiilerin katline ferman veriyor; Ahlaksızlıkta sınır tanımayan muhafazakâr saray yanaşmaları.  Her kim haşmetlû Obama’ ya karşı gele katli vaciptir, diye .

Kan var dostlar!   Katliam var!   Barışı ve kardeşliği katlediyorlar.

Emperyalizme, zalime boyun eğmeyen mazlum, masum ve onurlu canları katlediyorlar.

Ey beklenen! Ey Bekleyenin yoldaşı! Ey zamanın sahibi!  Sesine ses ver mazlumların. Biz zalimlerden medet umanlardan değiliz.   Sesimize ses ver!